WETWARE: Siberfeminizm Dizini’nin kamuya tanıtım açılışında Feral File ve küratör Mindy Seu, siberfeminist sanatçıları ve hareketin öncülerini NFT sergisinde bir araya getirdi. Gösteriye katılan sanatçılardan sekizi ile sohbet etti. Açılıştaki konuşmalar sanatçıya ve görüşmecilere göre değişse de her birine tek bir soru soruldu: Gelecekte siberfeminizmin mutasyona uğramasını nasıl görüyorsunuz?
Twitter’da gerçekleştirilen söyleşilerde, sergideki parçalara, sanatçıların çalışmalarına ve 80’lerden günümüze siberfeminist sanat tarihine değinildi. Seu’nun paylaştığı gibi, “Siberfeminizm kadınlara ve teknolojiye indirgenemez. Feminizmin teknoloji yoluyla yayılmasıyla da ilgili değildir. Siber ve feminizmi birleştirmek bir oksimoron veya provokasyon, 1980’lerin bilimkurgu manzaralarını dolduran siber bebeklerin ve fembotların bir eleştirisi anlamına geliyordu. Terim öz-düşünümseldi. Teknoloji sadece siberfeminizmin konusu değildir bu aynı zamanda aktarım aracıdır. Her şey geri bildirimle ilgilidir.”
Sanatçıların o soruya verdikleri yanıtlarını aşağıda sunuyoruz:
Prema Murthy: “Ben nihayetinde, bir gün bu terimin çözüleceğini ve tamamen geçersiz hale geleceğini umardım. Bir toplum olarak ırk, sınıf, cinsiyet ve hatta insan ve teknoloji arasındaki betimlemeleri ve sınırları belirleme ve yaratma ihtiyacımızın, gerçekten transhümanizm yönünde ilerlediğini hissediyorum. Hayatımızın içinde olmayabilir, ancak cinsiyet ve ırk konusunda böyle bir karışım olduğunu hissediyorum… ve belki 100 yıl sonra olacak. Ancak biz teknolojiyle iç içe olacağız. Bu yüzden gerçekten modası geçmiş bir terim olduğunu görüyorum. Mevcut siyasi durum ve günümüz kadın düşmanlığı göz önüne alındığında, insanların kimliklerine ve bu eski mecazlara ve anlatılara gerçekten tutunduklarını, çünkü bunun yıkılacağından korktuklarını görebilirsiniz. Umarım daha entegre bir toplum oluruz ve siberfeminist alan, insanların bu kategorilerin ve kimlik belirteçlerinin dışında düşünebildiği, çevre ve birbirimiz için vekilharç olabileceğimiz deneysel bir alan olmaya devam edebilir.”
Shu Lea Cheang: “Mutasyon, sürecimizdeki en normal süreçtir; dünyayı algılama şeklimiz her zaman mutasyon içinde olmalıdır. Belki de siberfeminizmin yeni neslinin isimlendirilmesine gerek yoktur: ne siber, ne feminizm, ama kesinlikle mutasyona uğruyor. Mutasyona uğrayan bir ortamdan bahsederken hala aynı ismi mi kullanıyorsunuz? Yoksa ona S.F. Varyant 10.0 mi diyorsunuz? Yeni bir nesil olacak. Şu anda siberfeminizmin yeniden keşfedildiğini ve kutlandığını hissediyorum. İleriye dönük düşünürsek, tamamen farklı bir durumda olan bir varyantını görebiliriz.”
Morehshin Allahyari: “Prema’nın paylaştığı cevaba gerçekten katılıyorum, ki bu uzak gelecekte, bu terimlerin hiçbirine ihtiyaç duymayacağımız bir zaman gelecek çünkü yeterince adalet ve eşitlik var ki bunun için bir alan tanımlamamıza gerek yok. Bu, uzak gelecekteki bir düşünce tarzıdır. Daha yakın gelecekte ya da değişeceğini düşündüğüm ya da zaten değişmekte olan şey… kadınlığın ve aynı zamanda feminizmin tanımıdır. Tarihsel olarak, siberfeminizm, bir kadını ve genellikle batılı bir uzamdan gelen katılımcıları düşündüğü konusunda çok dualist olmuştur. Bu yüzden daha yakın bir gelecekte bir değişiklik olabilir, belki de daha geniş kapsamlı olabilir.”
Mary Magic: “Bu gerçekten ilginç bir soru. Açıp şunu soracaktım: Feminizm nasıl mutasyona uğrar? Ortaya çıkan pek çok farklı feminizm biçimi var ve benim bağlandığım en son feminizm biçimi hidrofeminizm. Bu, sulu formlar, sulu bedenler ve aralarındaki dayanışmayı düşündürüyor. Su kadar basit bir şey feminizm yaratabilir. Çok evrensel. Siberfeminizmin mutasyona uğradığını görebiliyorum, her şeyden ortaya çıkabilir – yabancılaşmadan çıkan zenofeminizme bakın. Mutasyona uğraması için çok fazla potansiyel var ve bunun üzerinde kolektif düzeyde çalışan ve düşünen çok sayıda uygulayıcımız var. Yeni feminizm biçimlerinin ortaya çıkması için gerçekten heyecanlıyım.”
Danielle Brathwaite-Shirley: “İnternet gayrimenkulü dediğim bir şeyi kazandığımızı görüyorum, bunun anlamı sahip olduğunuz ilk Google araması, kullandığınız en yaygın web siteleri — benim için iyimser bir şekilde, siberfeminizmin gelecekteki tezahürlerinden biri, her zaman kullandığınız beş siteden birinin feministler tarafından yapılması, feministler tarafından kodlanması, feministlerin moderatörlüğünde olmasıdır. Tüm site için geçerli olmasıdır. Ayrıca bu site ayakkabı satıyor olabilir, herhangi bir şey olabilir, ne olduğu umurumda değil- sadece herkes tarafından kullanılan ortak bir site olmalı. Örneğin, YouTube feministler tarafından yönetilecek ve bunun gibi konuşmaları ilerletecek. Benim için mutasyon şöyle görünüyor: İnterneti gayrimenkul inşa etmek ve bu dijital alanları temsil eden fiziksel alanları işgal etmek için kullanmak. Böylece birlikte oturup teknolojiyi nasıl kullanacağımızı bulabilmek için daha fazla insanın sesini duyurabilecek ve hak ettiğimiz pozisyonları elde edeceğiz. Çünkü buraya gerçekten çok uğraşarak geldik ve bir başkası sahip olduğumuz kaynaklara bile sahip olmayabilir.”
Skawennati: “Elbette gelecekte ataerkilliğin yıkılacağını umuyorum ve bu nedenle siberfeminizme ihtiyacımız olmayacak. Ama gerçekçi olarak düşündüğüm şey, siberfeminizmin giderek daha fazla insanı dahil etmeye çalışacağı, elbette bunun işe yaraması için hepimizin feminist olması gerekiyor. Ben dahil birçok feminist, annedir.. Çocuklar dünyaya geldiğinde, kimse tarafından dinlenilmiyorlar. Yetişkinlerin sahip olduğu haklara sahip değiller- ve yine de siber uzaya katılıyorlar, çok zaman harcıyorlar, dijital olarak doğuyorlar. Bu yüzden onları düşünmek zorundayız.”
Cornelia Sollfrank: “Siberfeminizm 90’ların sonlarında bir an heyecanlandı ve sonra çok sessizleşti. Birdenbire, 10 yıl sonra olduğu gibi, insanlar bana ilk günleri anlatmamı istediler. Genç kadınlar siberfeminizm konusunda gerçekten heyecanlıydı ve bu beni gerçekten oturup düşündürdü, çünkü bu zamanda çok şey oldu. O dönemde pek çok teknolojik gelişme [vardı]. Ancak, siber uzay hakkında hayal kırıklığına uğrayan pek çok harika ütopya fikrimiz ve projeksiyonumuz olduğu için, gelmediler ya da tamamen farklı bir yönde geliştiler.
Siberfeminist Manifesto’nun siber evrene fırlatılmasından yirmi beş yıl sonra- ve balçık paralı askerleri (mercenaries of slime) , bilirsiniz, VNS Matrix oyunlarına [All New Gen] başladıktan sonra- Büyük Baba Anabilgisayarın (Big Daddy Mainframe) fallik gücünün sadece üstün olduğu değil, aynı zamanda her şeyi kucaklayan, şirket kontrollü bir topluma doğru genişlediği ortaya çıktı.
Bu yüzden şöyle düşündüm: 90’ların bu fikir ve ütopyalarıyla ilgili olduğu için siberfeminizmi koruyalım. Ben farklı bir terimle çalışmaya karar verdim: teknofeminizm. Yaptığım öneri, siberfeminizmin çok güçlü, çok aşırı ve çok anarşik olan belirli şeylerle ilişkili olduğudur. Yani 20 yıl önce olduğumuz durumdaymışız gibi davranamayız. Teknofeminizmin nasıl geliştiğini ayrıntılarıyla açıklamaya çalışıyorum. O zamanlar siberfeminizmi teknik altyapıya ve zihnimizle ilişkisine indirgemiştik. O zamandan beri çok daha fazlasını öğrendik… ve teknolojiyi çevremizden veya bedenlerimizden ayırt edemeyiz.”
Julianne Pierce, VNS Matrix: “Siberfeminizmin son 30 yılda mutasyona uğraması ve pankartı üstlenen veya taşıyan ya da siberfeminist olan herkesin onu mutasyona uğratması ve dönüştürmesi harika. Siberfeminizm bir kripto para birimi olabilir mi? Veya bir platform, bir akış veya bir yayın? Hala niş; hala baskın söylemi parçalayan gerçekten heyecan verici bir niş. Siberfeminizme para birimini nasıl veririz? Belki de bu kripto ile ilgili hale geliyor, ancak nihayetinde hala insanların çevrimiçi kimliği ve cinsiyet kimliğini keşfetmesi için bir platform. Web3 için yıkıcı bir varlığı olabilir mi? Egemen söylemin içine sızmaya ve bozmaya nasıl devam edebiliriz? Siberfeminizm, sürdürülebilir ve eşitlikçi bir gelecek için bir vizyon yaratıyor- burada yaptığımız şey bu, bir gelecek tasavvur etmek.”
Çeviren
Duygu AYDEMİR