Algoritmalarınızın nasıl çalıştığını biliyor musunuz? Verileri doğru şekilde kullanıyor musunuz? Kullanıcılarınızı dijital olarak manipüle ediyor veya dürtüyor musunuz?
Bunlar, sorumlu ve etik dijital tasarım çözümleri yaratmak istiyorsak, hepimizin düşünmesi gereken üç temel konu. Ve şimdi her zamankinden daha önemli.
Dijital çözümlerin nasıl taraflı, manipülatif, kutuplaşmış, anlaşılmaz ve eşitsiz olduğuna dair hikayelerle bombalanıyoruz ki bunların örnekleri de oldukça bol: ABD sağlık veya Mahkeme Sistemi’nde beyazları siyahlardan üstün tutan algoritmalar ya da Facebook’un reklamlar için hassas verileri yasadışı kullanması ya da sosyal medyaya bağımlı hale gelen kişiler gibi.
Günümüzde çoğu insan, yapay zekâ ve diğer teknolojilerin adil, şeffaf ve hesap verebilir şekilde işletilmesi gerektiği konusunda hemfikirdir. Veriler ihtiyaç bazında ve yalnızca tam rıza ile toplanmalıdır ve sosyal medya dopamin bağımlılığı için sorumluluk almalıdır. Önümüzdeki büyük görev ise bunun nasıl uygulamaya konulabileceğini düşünmektir.
Danimarka Başı Çekiyor
Danimarkalıların %76’sı sosyal medyanın çocuklarımızın ve gençlerimizin psikolojisi üzerindeki etkisinden ciddi şekilde endişe duyuyor. Danimarka, dünyada yapay zekâ için ulusal bir strateji yayınlayan ve bir Veri Etiği Konseyi kuran ilk ülkelerden biri oldu. Dünyanın en dijitalleşen ülkeleri arasında yer alan ülke, yenilikçi çözümler tasarlarken insanı merkeze alan uzun ve güçlü bir tasarım geleneğini tercih ediyor.
Eylül 2021’de Danimarka, şirketlerde dijital hesap verebilirliği artırmayı amaçlayan BT güvenliği ve verilerin sorumlu kullanımı için yeni bir etiketleme programı olan D-Seal’i yayınladı. Şeffaflık, güvenilir algoritmalar ve veri etiği, D-Seal’i alma kriterlerine dahil edildi.
Şirketlerin Dijital Etik ile başa çıkmalarına yardımcı olan en ilginç Danimarka projesi, Dijital Etik Pusulası’nın piyasaya sürülmesi oldu. Şirketlerin etik tasarımı açısından doğru kararları vermelerine yardımcı olmak için tasarlandı ve kullanımı ücretsiz bir Açık Kaynak Araç Takımı.
Şirketlerin tartışabileceği 5 temel ilke ve 22 ilgili ve kışkırtıcı etik sorudan oluşuyor. Son olarak, eksiksiz bir atölye araç takımı da var.
Dijital Etik, kimse bakmadığında bile doğru olanı yapmaktır.
Bu konu çok önemli. Algoritmaların, otomasyonun, veri yönetiminin ve web’de ve dijital ürünlerde sahip olduğumuz davranışların her gelişiminin arkasında tasarımcılar, geliştiriciler, programcılar gibi gerçek insanlar olduğunu hatırlamamız gerekiyor.
Etik yasal bir zorunluluk değildir. Hukukun bittiği yerde ahlak başlar.
Etik tamamen kendinize şu soruyu sormakla ilgilidir: Yapabiliyoruz diye, yapmalı mıyız?
2022’de giderek daha fazla şirketin bu soruları soracağını tahmin ediyorum. Sadece yapılacak doğru şey olduğu için değil, yaratılacak iş değeri olduğu için.
Yazan: Tim Frank Andersen
Çeviren: Elif Akçay
Kaynak: timfrankandersen.medium.com/how-are-your-digital-ethics-doing