Son iki gündür WhatsApp’a rutin girişleriniz sırasında, ekranlarımıza gelen gizlilik politikalarının değişmesi bildirimini görmüşsünüzdür. O metin özetle, “Beğenip beğenmemek size kalmış, biz verilerinizi her türlü Facebook ile paylaşacağız. Kabul etmezseniz 8 Şubat WhatsApp’ı kullanacağınız son gün olacak” diyor.
Facebook’un 2014’te WhatsApp’ı 19 milyar dolara satın almasıyla veri gizliliği yine gündem olmuştu. O sıralar şirket, verilerin gizli kalacağına ve Facebook ile paylaşılmayacağına dair güvence veriyordu. Bence çok bile dayandılar. Verinin her şey demek olduğu günümüzde, veri bilimi üzerine yürütülen çalışmalar, büyük veri ve veri madenciliği derken WhatsApp gibi her şeyden daha fazla, daha özel ve ayrıntılı veri akışının olduğu bir platformu hem ellerinde tutacaklar hem de göz ucuyla dahi bakmayacaklar mı sanıyorduk!
Oysa satın alındıktan iki sene sonra, 2016’da, ilk ayak seslerini duyduğumuz minik güncellemeler ve değişikliklerle paylaşım başlamıştı. Facebook’a telefon numaralarının eklenmesi ile arkadaşlık istekleri açısından “daha iyi öneriler” sunacağını dile getirdiler. Bu platformların ne sıklıkla kullanıldığı, kişiler üzerinden alakalı reklam gösterimleri ve WhatsApp’ta spam ile daha iyi mücadele etmek gibi birçok gerekçe sıralanıyordu. Lakin şimdi olandan tek farkı o zaman (ne kadar gerçekçi olduğunu düşünmek size kalmış) kullanıcılar veri paylaşımından vazgeçme hakkına da sahipti. Yani WhatsApp hesap bilgilerinizin, Facebook ile paylaşılmamasını seçebilirdiniz.
8 Şubat’ta yürürlüğe girecek o bildirimde kişiselleştirilmiş reklamlar, hizmet deneyimlerini iyileştirmek, önerilerde bulunmak, satın alma gibi işlemleri tamamlamak şeklinde maddeler bulunuyor. Hala kabul etmediyseniz, ayrıntılı okumak için tıklayabilirsiniz.
Burada hem bizim sağladığımız veriler hem üçüncü kişiler tarafından sağlanan bilgiler hem de onların açıkladığı kadarıyla otomatik olarak toplanan veriler yer almakta. Üstelik WhatsApp sadece Facebook ile değil onun sahip olduğu/kurduğu tüm diğer şirketlerle de veri paylaşacak. Bu durumda seçeneklerimizi sıralıyorum:
- Kabul etmeyiz ve WhatsApp kullanmayız. Başka bir platform arar, bulur ve birkaç sene sonra kullanıcı sayısı artıkça onların da aynı şeyleri yaptığını görürüz.
- Okuruz, yapacak hiçbir şeyin olmadığını görür ve devam ederiz.
- Okumayız, “Zaten her şeyi yeterince topladılar ne fark edecekti ki, şimdi iznimizi almış gibi yapsınlar” diyip anında konuşmalarımıza geri döneriz.
- Ve en sevdiğim ama en azından benim açımdan çok imkânsız olan bonus seçenek! Elektronikten uzaklaşıp köyümüze geri döneriz. Kaçabiliriz ama saklanamadığımızı anlarken en azından bir beş sene kafa dinleriz.
İşin esprisi bir yana kullanıcıyı koruyan bizim açımızdan düşünen neden hiçbir girişim yok, düşünmek gerek. Veri gizliliği önemli bir konu. Bugün ABD’de Facebook ve Twitter tarafından Amerika başkanına uygulanan dijital ambargoları da izliyoruz. Mesela Trump, görevi bırakana kadar Facebook ve Instagram hesaplarını kullanamayacak.
Teknoloji devlerinin sessiz kurbanları olarak sömürülmek zorumuza gitmeye başlasa iyi olur.
Elif Akçay
Kaynak
- Kapak fotoğrafı: Rachit Tank/ Unsplash