Sophos Akademi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Uygulamalı Felsefe
  4. »
  5. Bedenlerdeki Ağır Ruhlar: Tecavüz Sonrası Kadın

Bedenlerdeki Ağır Ruhlar: Tecavüz Sonrası Kadın

Tecavüz sonrası oluşan gebelik, dünyada olduğu gibi ülkemizde de hâlâ tartışmalı bir konu. Bir taraf hamilelik sürecinin, kadının beyanı doğrultusunda devam etmesi veya sonlanmasını savunurken, bir taraf,  fetüsün kalp atışı başladıktan sonra onun da yaşama şansı olması gerektiğini savunuyor.

Fatma Meral yazdı.

Tecavüz, kişinin rızası dışında gerçekleşen, cinsel ilişkiyi kapsayan bir saldırı türüdür. Bu saldırı, erkeğin veya kadının hem cinsine, karşı cinsine ya da hayvanlara yönelik yaptığı cinsel bir zorbalıktır.

Üreme Stratejisi Olarak Tecavüz

“Evrimsel biyolog Randy Thornhill ve antropolog Craig T. Palmer A Natural History of Rape adlı kitaplarında, erkeklerin efor sarf etmeden çok sayıda çocuğa, kadınların ise çok fazla efor sarf ederek sınırlı sayıda çocuğa sahip olabildiğini, bu yüzden kadınların daha seçici davrandıklarını, tecavüzün ise erkeklerin üreme stratejisi olarak geliştiğini savunur” (1)

WPR Raporu: Her Üç Kadından Biri

Tecavüz bir ülke veya bölgeye ait bir suç türü değildir. Bu suç türü küreseldir. Öyle ki, World Population Rewiev (WPR) adlı internet sitesinin raporuna göre dünyadaki kadınların yaklaşık %35’i yaşamları boyunca cinsel tacize uğramaktadır (2).

Türkiye 99. Sırada Yer Alıyor

WPR’in 2020 yılında yayınladığı bu rapor hayli şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkartmaktadır. Rapora göre 119 ülke arasından, birinci sırada Güney Afrika yer alırken, İsveç 6., Belçika 13., ABD 14., G.Kore 30, Almanya 43. Sırada yer alır. En son sırada ise Lihtenştayn yer almaktadır. Türkiye ise bu listede, 99. Sıradadır.  Listeye göre Türkiye de her 100 bin kişiden 1.5’i cinsel saldırıya uğramaktadır (3).

Hayvanlar Aleminde Tecavüz Var Mıdır?

Tecavüzü her ne kadar insana özgü bir durummuş gibi düşünsek bile aslında, hayvanlar aleminde de olmaktadır. Özellikle, hayvanlar arasından ördekleri ele alalım. Bir erkek ördeğin çiftleşebilmesi için öncelikle tüylerinin parlak ve renkli olması gerekir. Bunun yanında, dişisini etkilemek için çiftleşme dansını başarıyla yapması gerekiyor. Birçok erkek bu şartları yerine getiremiyor ve “zoraki çiftleşmeye” başvuruyorlar. Bu durum, sosyal örgütlenmeye dayalı toplu tecavüzler halinde gerçekleşebiliyor. Tecavüz, çoğunlukla şiddete dayalıdır ve kimi zaman dişinin ölümü ile sonuçlanabiliyor (4)

Tecavüz Sonrası Kadın

 Tecavüz sonrası kadın, büyük bir psikolojik çöküntüye girmektedir. Tecavüz, başlı başına herhangi bir canlıya yapılabilecek en büyük suçlardan biridir. Kişiliğe yapılmış büyük bir saldırı ve ihlaldir. Toplumumuzda kadın olmak çok zor bir durumken, bir kadının tecavüze uğrayıp, hakkını savunmak istemesi çok daha zordur.

Dışlanma Korkusuyla Devam Eden Suskunluk Sarmalı

Bilinçli bir aile, eğitimli bir çevrede yaşamış olan kadın, hak mücadelesinde bulunabilir. Peki, tam tersi bir durumda bulunan kadın ne yapar? Çoğu zaman susar. Kadın, toplumdan dışlanırım, baskı görürüm korkusuyla susmak zorunda kalır.  Bizim toplumumuzda taciz ve tecavüz olayları olduğunda ilk sorulan şey, kadının üzerinde ne olduğudur. Eğer topluma uygun giyinmiyorsa, tecavüzü hak etmiş gibi bir algı vardır. Ortada tecavüz varsa, sorumlusu yine kadın gibi düşünülür. Kadın her açıdan suçlandığı için susmak zorunda kalır. Bu toplumdaki gelenek ve görenekler, kadını hep susturmak zorunda bırakmıştır.

Kadın, bedenine ve psikolojisine yapılan bu büyük saldırıya rağmen hakkını arayamamakta, bu saldırıyı kabullenmek zorunda kalmaktadır. Kadın da çoğu zaman tecavüz sonrası kendini suçlu bulur. “Keşke o yoldan gitmeseydim, keşke onu giymeseydim.” Gibi düşüncelere kapılır. Ya da “açık giyinmedim neden tecavüze uğradım ki!” gibi söylemlere şahit oluruz. Kadın, çevresinden önce suçu kendinde arar çünkü toplum ona bunu öğretmiştir.

Duyulmayı Bekleyen Kadın, Kulaklarını Tıkayan Toplum

Hepimiz hatırlarız Nevin Yıldırım’ı, o anlam dolu bakışını. Bizlere gözleriyle ne çok şey anlatır. Neler yaşadığını, nelere maruz kaldığını ve sesinin duyulmadığını. Halbuki, sesini duyurmak için çok uğraşmıştı. Üstelik ne türlü kötülüklere maruz kaldığını yaşadığı yerdeki herkes biliyordu. Nevin Yıldırım tehditle, silah zoruyla tecavüze uğruyordu. Kimse ona yardım etmedi. Televizyonda iki insanın öpüşmesinde ayağa kalkan toplum, bir kadın tecavüze uğrarken ses çıkartmadı. Toplum işine gelince ahlak bekçiliğine soyunur, işine gelmeyince üç maymunu oynar.

Tecavüz Sonrası Hamileliğin Gizlemesi

Tecavüz sonrası toplum tarafından dışlanma, çevre tarafından baskı görme korkusuyla kadın bebeği saklayabildiği kadar saklamaya çalışır. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre, istenmeyen gebeliklerin sonlanma süresi, 20. Haftaya kadardır. Kadın bebeği saklayayım derken, ne yazık ki, kürtaj şansını kaçırmaktadır. Kadın bu süreyi geçirdikten sonra yasal olarak bebeği aldıramamaktadır.

Cinsel Saldırı Sonrası İstenmeyen Gebelikler Sonlanmalı Mı?

Bunun kararını ne devlet, ne kadının çevresi ne de yasalar verebilir. Bunun kararını bir tek kişinin kendisi verebilir. Embriyonun kalbi atmaya başladığı anda, bir varlık olmaya başlar fakat kadın bu şekilde anne olmaya hazır olmayabilir. Kişi kendisini “anne” gibi konumlandırmayabilir. Sonuçta istemediği kişiden, rızası olmadan, zorbalıkla oluşan bir embriyoya kadın, o bir mucizeymiş gibi bakamaz. Onunla bağ kuramaz.  Kadın, onu karnında hissetmeye başladığından itibaren o tecavüz anını tekrar ve tekrar gözünün önüne getirecektir. İstenmeyen bir cinsel yaklaşım, kadına yapılmış bir ihlaldir. Ondan, istemediği bir çocuğu, 9 ay boyunca taşımasını istenmesi, ayrı bir hak ihlalidir. Kadın 9 ay boyunca o çocuğu taşıyacak. Peki, istenmeyen bir varlığın 9 ay boyunca taşınması nasıl bir duygu, empati kurabilir misiniz? Bu bebek zaten istenmeyerek rahimde yer kaplıyor, birde orada hayatta kalabilmek için kadının enerjisini, gücünü tüketiyor. Kadın istemediği bir varlığı beslemek zorunda kalıyor. Kadın o an onu bir bebek gibi değil, vücuttan acilen atılması gereken bir parazit gibi görüyor.

İstenmeyen bir bebek ne kadar sağlıklı doğabilir. Bebek, anne karnında anneyle bağ kurar, onu anlar. Annenin korku ve öfkesi çocuğun sağlığını kötü etkileyebilir. Birçok uzman, çocuğun sağlığı için doğum öncesi anne karnındaki sürece işaret eder. Çocuk sevildiğini hissederse, gelişimi de o yönde olacaktır. (2022)(5)

Devlet Sahip Çıkıyor Diye Gebelik Sürdürülmeli Mi?

Diyelim ki kadın çocuğu doğurmaya karar verdi. “Doğurayım gerekirse devlet bakar” diye düşündü. Büyük bir sorumluluk alarak çocuğu doğurdu ve onu devlet yurduna bıraktı. Bu mantıklı bir karar mı oldu? Belki çocuğun sonraki hayatı iyi olur, belki iyi insanlar çıkar gibi ihtimaller için böyle bir risk almak mantıklı mıdır? İnsanların hayatları, kumar oynanacak bir oyun değildir. Ya öyle olmazsa? İstenmeyen, sevgi görmeyen çocuklar, ileride potansiyel bir suçluya dönüşmektedir. “Çocuğa yeterince sevgi iletememesini de içine alan anneden yoksunluk beraberinde endişe, aşırı sevgi gereksinimi, güçlü bir intikam duygusu ve bunlardan doğan suçluluk davranışı bunalımını getirebilir” (6).

Suçluların hayatlarına bir bakalım, çoğunun çocukluğu iyi geçmemiş ya da anne ya da babasından sevgi görmemiş kişilerdir.  Çocuğa sen tecavüz çocuğusun, annen seni istemedi ve “bıraktıyı” hissettirmek çok mu insancıl bir davranış. Yaşamak o kadar da matah bir şey değildir, gözde çok büyütülmemeli. Bir çocuğa sevgi, iyi bir gelecek verilmeyecekse o çocuğun kaderiyle oynanmamalıdır. Ya tutarsa ya olursa gibi ihtimallere sığınmak acizce, bencilcedir.

Anne Olmamak da Bir Tercihtir

Bir de şöyle düşünelim: Çocuk annesini görmek istiyor fakat kadın o çocuğa annelik yapmak istemiyor. Özellikle gündüz kuşaklarında bu tarz olaylara şahit olmaktayız. İnsanlar hemen kadının insanlığını sorgulamaya başlar. Kadının yaşadıklarıyla ilgilenilmez, çocuğun terk edilişini ajite ederler. Bir kadının anne olmamaya hakkı vardır ama bu sadece lafta kalmış bir durumdur. Her bireyin hayır deme hakkı vardır. Beden hakkında karar, kişinin kendisi tarafından verilir. İstenmeyen bir hamilelik içinde, kimse kadını zorlayamaz.

Kefernahum Filmi

Zain, Lübnan da yaşayan geçim sıkıntısı çeken bir ailenin çocuğudur. Onun ve kardeşlerinin varlığını gösteren bir belgeleri yok. Onlara bir kimlik bile verilememiştir. Zain sevgi görmeyen sağlık, eğitim, beslenme gibi temel ihtiyaçlardan yoksun bırakılmış bir çocuktur. Bu çocuk ailesine neden beni böyle bir dünyaya getirdiniz diyerek dava açmıştır. Zain, ebeveynlerin bakamayacağı çocuğu dünyaya getirmemesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Bir çocuğun, fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmasından daha önemli şeylerin olduğunu söyler ve çocuk sahibi olmanın önemli bir karar olup, üstüne düşünülmesi gereken bir konu olduğunun altını çizer. Filmin verdiği mesaj açıktır. Duygusal ihtiyaçlar, fiziksel ihtiyaçlar kadar önem arz etmektedir. Bir çocuğun karnını doyurmak yetmez. Ona sevgi ve iyi bir gelecek veremedikten sonra, onu hayata getirmek pekte bir anlam ifade etmez.

Feminizm Ne Diyor?

Feminizm, kadın haklarının korunarak mevcut eşitsizliği ortadan kaldırmak amacıyla ortaya çıkmış bir harekettir. Kadın, var oluştan itibaren, ataerkil sistemde çoğunlukla dezavantajlı grup olmuştur. Kadın kendi bedeni, düşünceleri, davranışları üzerinde söz sahibi olamamıştır. Kadın ikincil plana atılmış ikinci cinsiyet olmuştur. Ev içi ve ev dışında emeğinin karşılığını alamamaktadır. Erkek kadar ağır şartlarda, aynı eforu sarf ederek çalışmasına rağmen bunun karşılığında hak ettiği maddi ve manevi değer karşılığını bulamamıştır. Ataerkil sistem kadınların önüne her alanda set çekmektedir.

Bu sistemin dezavantajlarına kadınlar günlük yaşantılarının her alanında karşılaşabilmektedir. Yolda, işte, evde, medyada, yasalarda her yerde düzenin birincil cinsiyet, yani erkeğe göre şekillendiğini görmekteyiz. Bu sistemde kadınlar kendilerine yabancılaşmakta, kendi bedenleri üzerindeki hakları yitirmektedirler. Öyle ki nasıl görünmek istedikleri, neler giyinmek istedikleri, ne zaman çocuk sahibi olmak istedikleri ya da çocuk sahibi olup olmama istekleri çoğu zaman kadının istekleri dışında gerçekleşen bir durum haline gelmektedir. Cinsel birleşim kadının vücudunda gerçekleşmesine ve üstelik 9 ay, kadın çocuğu karnında taşımasına rağmen yine de çocuk kararı çoğunlukla erkek tarafından verilmektedir.

Bu konuyu destekler nitelikte, yeni doğum yapan G.Ç ve F.Y ile görüşme gerçekleştirildi. Bu iki kadında, bedenleri üzerinde söz hakkı olmayan kadınlardan yalnızca 2 tanesidir. Yapılan görüşmede, ikisinin de hamilelik kararına eşlerinin karar verdiği, onların hazır olmadan hamileliğe zorlandığı anlaşıldı.

Özellikle, “4. Dalga feminist hareket, homofobi, transfobi ve ırkçı göç politikalarını reddederek ırkçılığa, emperyalizme, sömürgeleştirmeye, doğanın yıkımına, patriyarkaya, heteroseksizme ve neo-liberalizme karşı çıkan toplam bir söylemle hareket ediyor” (7). Ayrıca,  Kadının kendi cinselliği ve çocuk sahibi olma konusundaki kararı yine kendisinin vermesi gerektiğine vurgu yapıyor. İstenmeyen gebelikle karşı karşıya kalan kadının, doğurup doğurmama kararını, kadının kendisi vermesi gerektiğinin altı çiziliyor. Kürtajın bir hak olduğu ve bunun yasalarla engellenmemesi gerektiği görüşü vardır.

Kürtaj Her Kadının Hakkıdır!

Hâlâ birçok ülkede kürtaj yasağı, hiçbir istisna olmadan uygulanıyor.  Bazı ülkelerde ise anne ve fetüsün sağlığı tehlikede olduğu zaman ancak kürtaja izin veriliyor. Ülkemizde ise gebelik süreci başladıktan sonraki 20. Haftaya kadar yasaldır. Bu da bu süreci kaçıranları merdiven altı kliniklere teşvik ediyor. Burada da başka bir sorun doğuyor. Yasal olarak hastanelerde kürtaj olamayan kadınlar maalesef ki, bu merdiven altı klinikler yüzünden yaşamlarını yitirebiliyorlar.

Kürtaj her kadın için bir haktır. İstenmeyen gebelikler, eşte dahil olmak üzere başkasının iznine bağlı olmadan kadının isteği doğrultusunda sonlanabilmedir. Kadının bedeni üzerindeki söz yine kadına ait olmalıdır.

Fatma MERAL

https://www.instagram.com/fatma.meralll/

 

Kaynakça

  1. Tecavüz. (2022, Ocak 15). Wikipedia: https://tr.wikipedia.org/wiki/Tecav%C3%BCz adresinden alındı(1)
  2. Dünyanın utancı: Tecavüzün en fazla olduğu ülkeler hangisi? (2022, Ocak 15). Kronos: https://kronos34.news/tr/dunyanin-utanci-tecavuzun-en-fazla-oldugu-ulkeler-hangisi/ adresinden alındı(2)
  3. (2022, 01 21). https://kronos34.news/tr/dunyanin-utanci-tecavuzun-en-fazla-oldugu-ulkeler-hangisi/ adresinden alındı(3)
  4. Ördeklerin Korkunç Sırrı: Cinsiyetler Arası Çiftleşme Mücadelesinde Spiral Penisler! (2022, Ocak 15). Evrim Ağacı: https://evrimagaci.org/ordeklerin-korkunc-sirri-cinsiyetler-arasi-ciftlesme-mucadelesinde-spiral-penisler-7949 adresinden alındı(4)
  5. (2022, 01 21). https://www.drnilgunturhan.com/tr/blog/anne-karnindaki-bebegin-duygulari-var-mi#:~:text=Annenin%20stresli%20oldu%C4%9Fu%20zamanlarda%2C%20bebe%C4%9Fin,karn%C4%B1ndaki%20bebe%C4%9Fin%20etkilenmesine%20sebep%20olur. adresinden alındı(5)
  6. suça itilmiş çocuklar ve psikolojisi[i]. (2022, 01 21). www.kriminoloji.com: http://www.kriminoloji.com/Suca_itilmis_Cocuklar_Psikolojisi.htm adresinden alındı(6
  7. Pandemi öncesi 4. dalga feminist hareket. (2022, 01 21). https://kadinsavunmasi.org/pandemi-oncesi-4-dalga-feminist-hareket-cagla-akdere/ adresinden alındı(7)

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir