Sophos Akademi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Uygulamalı Felsefe
  4. »
  5. Picasso’ya Felsefi Bakış: Mavi Dönem Tabloları ve Guernica

Picasso’ya Felsefi Bakış: Mavi Dönem Tabloları ve Guernica

1938 yılında Paris’te, Guernica’nın bir reprodüksiyonunun yanında duran Picasso’ya, Fransa’da görevli bir Nazi subayı, “Bunu siz mi yaptınız?” diye sorunca Picasso, “Hayır, siz yaptınız!” diye yanıt vermişti.

Picasso hem özel hayatında hem de sanat kariyerinde zıtlıklarla doludur. Bu tezat ve bağlanma problemleri ona sürekli bir arayış, kayboluş ve kendini buluş döngüsü içinde yol aldırmıştır. Tabi bu özelliği kariyerinde birçok çalışmanın öncüsü olmasını yeni fikirler üretip denemesini de sağlamıştır. Bu kendini aşkın tutumu sayesinde hepimizin bildiği kübizm akımının temellerini atmış ve bu sayede modern sanata önemli katkılar sağlamıştır. Soyut resimleriyle anılacak önemli çalışmalar yapmıştır. Soyut resim, gerçeküstücülüğün gelişmesine büyük oranda katkı sağlamıştır.[1]

Aileden Gelen Yetenek

Picasso’nun sanat kariyerinin kaderi, kendisinden kuşaklar öncesinde çizilmişti aslında. Babası resim öğretmeniydi; onun ataları da sanata düşkün ve sanatı ciddiye almış kişilerdi.[2] Picasso kendine son derece güvenen ve kararlı bir çocuktu. Bir konuşmasında şu anekdotu anlatır:

“Küçük bir çocukken annem bana şöyle demişti: Eğer asker olursan general olacaksın, rahip olursan Papalığa yükseleceksin. Ancak ben ressam oldum ve Picasso olarak kaldım.”

Bu konuşma, Picasso’nun sanki sanat için doğmuş izlenimi verir. Veciz ifadeleri onun ne yapmak istediğini ve ne kadar cesur bir ressam olacağını o zamanlarda bildiğini gösterir bizlere. Picasso ilk çalışmalarını, usta ressamların eserlerini çizerek kendini geliştirir ve kendini ruhunu bulmaya çalışır hatta 13 yaşında yaptığı resimlerle babasına yetiştiği, bu sebeple babasının resmi tamamen bırakarak boya ve fırçalarını Picasso’ya verdiği, onun gerçek bir ressam olduğunu söylediği rivayet edilir. İlerleyen zamanlarda yaptığı eserlerle adı duyulur başarılar elde eder.

Mavi – Pembe Dönemi

Yaptığı ilk özgün eserlerse mavi ve pembe dönemlerine denk düşer. Paris’in yoksul semti olan Montmartre’de en yakın sanatçı dostu Casagemas ile bir atölyede kalır fakat arkadaşı Carlos Casagemas’ın (1880-1901) mutsuz ilişkisi ve sevgilisinin onu reddetmesi sebebiyle intihar etmesi Picasso için büyük üzüntü ve derin bir yas dönemini başlatacaktır. Bir konuşmasında da mavi resimler yapmaya başlamasının sebebinin arkadaşını düşünmek olduğunu söyler. Fakat arkadaşının ölümünden önce de onu derinden etkileyen birkaç kayıp da yaşamıştır. Hayatı boyunca acısının hep taze kalacağı 1895’te yedi yaşındaki kız kardeşi Conchita’nın difteriden ölümü, 1890 yılında Vincent Van Gogh’un ölümünden ve Barselona’daki tanıdıklarından olan ressam Hortensi Guell’in kendisini uçurumdan atması onu etkileyen olaylardandı ve bu olaylar mavi dönemi tablolarını oluşumunun arka planında yatanlardı.[3] Picasso’nun 1901-1904 yıllarında dört yıla yakın mavi tonlarda yaptığı eserleri kendi acısı, gurbet, yaşadığı yerin etkileri ve dönemin şartları ile renklerin ruhsallığını harmanlayarak acıyı, ölümü, ezilmişliği, yoksulluğu, eserlerine dökmüştür adeta.

Neden Mavi?

Peki Picasso neden mavi rengini seçmiştir sadece mavi boyaya parası yettiği için mi ya da en sevdiği renk olduğu için mi? Mavi rengin büyüsünü öncelikle renk kavramından başlayarak irdeleyelim. Renklerin kullanım yerlerine göre anlamları olduğu bilinir. Renk tanımını bilimsel olarak 1676 yılında açıklayan Newton olmuştur. Newton güneş ışığını prizmadan geçirerek elde ettiği renk tayfı renklerin oluşumunun bilimsel altyapısını kurmuştur. Newton nesnelerin aslında bir rengi olmadığı ve beyaz ışığın mavi, mor, lacivert, kırmızı, turuncu, sarı ve yeşil gibi renkli ışınlardan oluştuğunu bunların birleşimi ile tekrar beyaz ışığın oluşacağını söyler. Newton’un bu renk teorisi[4] sanatta büyük ilgi görmüş ve izlenimciler de bunun ışığında resimler üretmişlerdir. Her şeyin olduğu gibi renklerin de fizikte rakamsal değerleri vardır. Rengin bulunduğu frekans (titreşim sayısı) ve dalga boyu aralıkları bulunur. Mavi rengin frekansı 680-620 THz aralığında dalga boyu 450-485nm aralığında olduğu bilinir. Bu veriler mavi renginin titreşim sayısı en yüksek renk ve dalga boyu en kısa renk olduğunu söyler.

Mavi köken olarak Arapçada Ma’i kelimesinden gelir ve su gibi demektir. Su sesi, dalga sesi gibi sudan veya doğadan esinlemelerin insanları rahatlatmak gibi bazı etkileri mevcuttur. Soğuk renkler kategorisine giren mavi renginin de tonlama ve kullanım yerlerine göre psikolojik etkileri vardır. Örneğin açık tonlarda mavi kullanımı insanda huzur, sonsuzluk ve rahatlama yaratırken siyaha yakın koyu tonlarda mavi kullanımı karamsarlık, kasvet, sıkıntı ve keder hissiyatı yaratır.[5]

Mavi rengi Picasso’dan önce Mısır fresklerinde cehennemin rengi olarak Alman resimlerinde de Altdorfe’den Boecklin zamanına kadar keder ve acı anlamlarında kullanılırdı.[6] Picasso’nun mavi döneminde de maviyi tam bu anlamda kullanarak ölümü acıyı, umutsuzluğu hissettiren kederli, hastalıklı, kimsesiz ve çaresiz kişileri, çoğunlukla körleri umutsuz ve yenik tasvir eder. Kullandığı yoğun siyaha yaklaşan mavi ve gri renkler yoksulluğu vurgularken cansızlığı, acıyı ve kederi hem renklerle hem de figüranların ifadeleriyle bizlere hissettirmeyi başarır.[7]

Picasso mavinin derinliklerinde yabancılaşmanın, yoksunluğun, dışlanmışlığın, acının, hastalığın ve insanı bir şey yapamaz hale getiren bin türlü karamsar duygunun resmini yaparak bu duyguları maviyle donuklaştırıp hissizleştirmiştir. Mavi, Picasso’nun resimlerinde sessiz çığlıkların, haykırışların, donmuş kalplerin ve ruhların rengi olmuştur. Aslında bize görünenle görünmeyeni ayırt etmemizi, zamanın akıp gidişinden varoluşlarına yetişemediğimiz ruhların penceresini aralamıştır. Titrek donmuş maviliklerde zamanın da bazen titrekleşip donabileceğini anlatır. Aynı zamanda resimlere eklediği, sarı, beyaza yaklaşan maviliklerle canlılık katmış ve ışığın varlığını hatırlatmıştır. Resimlerinde merkeze aldığı insan ile çaresiz, aç, zayıf, hasta, mutsuz ve kaybetmiş insanlar sıkça vurgulanır. Hayatın hiçbir yerine tutunamamış, dışlanmış insanların mavinin donukluğunda üşüyen cılız bedenleri, anne ve çocuk figürlerinin, sevgililerin birbirine çaresiz ve umutsuzca sarılmaları, varoluşun yükü altında ezilip korkmuş bedenleri dikkat çeker. Tamamen sevgiden yoksun sarılmalardır bunlar çünkü bu mavilikte sevgi bile donmuş, dışlanmış, satılmıştır.[8]

Aşağıda, arkadaşının ölümünü ve ardından mavi döneminde resmettiği bazı eserlere yer verdim. Kısa bir göz atıp resmin bize anlattıklarını dinleyelim.

Görsel 1: Casagemas’ın Ölümü, 1901, Picasso Müzesi, Paris, Fransa.

 

Görsel 2: Otoportre, 1901, Picasso Müzesi, Paris, Fransa.
Görsel 2: Otoportre, 1901, Picasso Müzesi, Paris, Fransa.

Körlük

Picasso mavi döneminde körlük temalı birçok eseri vardır. Bu körlük portrelerinin temel anlamı tam kesinleşemese de kendisinin korkularının yansımalarını resmettiği söylenenler arasındadır. Bir ressam için körlük başına gelebilecek en kötü şeydir ya da belki de sadece o zamanki koşulların tasviridir. Bu konu alanıyla ilgili bir sözü şöyledir:

“Resim yapmak, görme özürlü insanın uzmanlığıdır. O gördüklerini değil, hissettiklerini ve yaşadıklarını resmeder.”

Biz de en iyisi tablolardaki acıyı ve ruhu hissetmeye bakalım.

Görsel 3: Kör Adamın Kahvaltısı (1903), Metropolitan Sanat Müzesi

Bu tablonun ilginç özelliklerine değinmeden önce, bıraktığı etkilerden bahsedelim. Kör Adam’ın elinde ekmek ile yoksulluk, acizlik ve yalnızlığın derin izlerini mavi tonlarında ve adamın solmuş teninden anlayabiliriz. Umutsuzluğun ve çaresizliğin baş gösterdiği bu tablonun altında bir resmin daha olduğu X ışını ile bulundu. Çıkan yeni tablo yapay zekâ ile tekrar yapılarak aşağıda görülen “The Lonesome Crouching Nude” adlı tabloya dönüştü. Yapay zekâ Picasso’nun bu dönemdeki tarzını kullanarak tabloyu sanata kazandırdı.

Görsel 4: La Celestine (İspanyol), (1903). Paris Picasso Müzesi.
Kataraktlı Kadın (1903). Paris Picasso Müzesi.

 

Görsel 5: Yaşlı Gitarist (1903-1904), Chicago Sanat Enstitüsü.

Resimdeki yaşlı, kör, adamın kıyafetlerinden zayıf vücudundan tabloya taşan yoksulluktan mavi dönem olduğunu rahatlıkla anlarız.  Tabloda yaşlı gitaristin bağdaş kurup ve boynu bükük bir şekilde oturarak İspanya’nın Barcelona şehrinde gitar çalarak şarkı söylemesi resmedilmiştir. Tablo X ışınları ile taranıp incelendiğinde çocuğunu emziren bir kadın, boğa ve bir baş figürünün de olduğu tespit edilir. Burada da mavi renk kullanımının yarattığı acılı atmosfer ile yaşamın ıstırap verici hali yansıtılmıştır. Canlılık açısından vurgulanan gitardaki kahve tonu gitaristi hayatta tutan tek şey olduğu, yaşamını onun sayesinde kazandığı yırtık elbiseleri ve acı içerisindeki düşünceleri ilk göze çarpan detaylardır. Bu tabloda Picasso’nun geçtiği zor dönemden esintiler ve insan varoluşunun trajik hikayesi eleştirel olarak sunulur.

Görsel 6: Şair Sabartes’in Portresi (1901), Rusya Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi.

Şair Jaime Sabartés, Picasso’nu yakın dostu ve uzun yıllar sekreterliğini, asistanlığını yapmış olan destekçisidir.

Görsel 7: Hayat Mücadelesi, Yaşam, Rekabet (1903). Washington Ulusal Sanat Galerisi.

 

La Vie

Yaşam adlı (La Vie) tablosu bu dönede yaptığı en önemli eseri olarak bilinir. Her detayında farklı bir detay bulacağımız resimde dışlanmışlık, savunmasızlık ve kederin bir tabloda birleşmesi olarak yapıldığı düşünülür. Casagemas’a sarılan çıplak kadın ona yas ve kalp kırıklarını ele alıyor. Bu tablo ile mavi dönem duyguların sonuna gelerek yavaş yavaş canlı renklerle pembe döneme geçiş başlayacaktır.

Görsel 8: Trajedi, 1903, Washington Ulusal Galeri, Amerika.

Trajedi adlı tabloda Picasso yine keder, yoksulluk ve acizliği, denizin soğuk havasının vücutlarında bıraktığı titremeleri engellemeye çalışmak için ince kıyafetlere sarılmış insanların yüzlerindeki umutsuzluğu tabloaya dalga dalga yansıtır. Küçük çocuğun yüz ifadesi bile her türlü neşe ve canlılıktan yoksun trajedinin acımasızlığı göze çarpar.

Görsel 9: Genç Bir Kadın Portresi, 1903, Hemitaj Müzesi, St. Petersburg, Rusya.

 

Görsel 10: Yaşlı Dilenci Oğluyla 1903, Puskin Güzel Sanatlar Müzesi, Moskova, Rusya.

Yabancılaşmanın ve yalnızlığın figüranların solmuş tenlerinden ve incecik kıyafetlerinden akan yoksullukla özleştiği tablo bizlere acının, açlığın ve yalnızlığın yoğun olduğu duygulara sürükler. Yaşlı adamın yanında boş bakan gözlerle elinde bir parça ekmekle zamanın acımasız yavaşlığının altında ezilen çocuğun canlılıktan yoksun görüntüsü tabloyu sarmıştır. Sadece mavinin doygun tonundan oluşmuş gibi duran tabloda aslında açlığın ve hiçliğin bariz ağıdı vardır. Aynı duygular aşağıdaki tabloda da bizlere yansır.

Görsel 11: Usta, Ermiş, Hint Fakiri, 1903, Yağlıboya, Linkoln Üniversitesi.

 

Görsel 12: İki Kız kardeş (Karşılaşma), 1902, Tuval üzerine yağlı boya.

Mavi tonlarının yaydığı soğukluk hissinin çaresizliğe dönüştüğü tabloda ifadesiz duran kadının elindeki bebek ve diğer kadının umutsuz duruşu, gölgelerle birlikte tabloda garip bir sakinliğin hâkim olmasını sağlamıştır.

Görsel 13: La Buveuse assoupie (Uykucu İçen), 1902, Sanat Müzesi Bern.

 

Görsel 14: Femme aux Bras Croisés (Kolları Katlanmış Kadın), 1901-1902.

Bu tablo hapishanedeki hasta bir kadın portesidir. Picasso bazı tablolarındaki figüranlarını, duygularını sık sık ziyaret ettiği Paris’teki Saint-Lazare hastane hapishanesinden esinlenerek aktarmıştır.

Görsel 15: Suzanne Bloch’un Portresi, 1904.

Bu portredeki kişi Pablo Picasso’nun sık uğradığı setlerde armatür olan aynı zamanda şarkıcı ve kemancı Henri Bloch’un kardeşidir. Mavi dönemin soğukluğu ve umarsızlığı bu tabloda da yerini almıştır.

Görsel 17: Casagemas’ın Gömülüşü, 1901, Modern Sanatlar Müzesi, Paris.

 

Görsel 18: Mavi Oda, 1901, The Phillips Koleksiyon Arşivi.

Mavi oda tablosu 1927 yılında X ışınları ile incelendiğinde altında bir adamın portesi ortaya çıkmıştır. Eli yanağında, papyonlu, sakallı dalgın bir adamın resmi net bir şekilde görülmektedir. Adamın kim olduğu hala bilinmese de Picasso’nun bu tabloların altında çıkan gizemli tabloların o zamanın yoksulluğu ve tablolarını satamamasından kaynaklanan yeni bir tuval satın almak yerine resmin üstüne tekrar resim çizdiği düşünülmektedir. Gizli resmin de aynı dönemde yapıldığı tespit edilmiştir.

Görsel 19: Anne ve Çocuk.

 

Görsel 20: Barda iki kadın, 1902

 

Görsel 21: Çömelmiş Kadın, 1902, Sanat galerisi, Ontario.

Sırrı yıllar sonra ortaya çıkan bir diğer tablo da budur. Barselona’nın tepelerinin çömelmiş kadının sırt kısmını oluşturduğu Barselona resmini yaptığı görülür. Çömelmiş kadın tablosunu da 90 derce çevrilmesiyle ortaya çıkmıştır. Alttaki Barselona resmini kendisinin değil de bir öğrencinin yapmış olabileceği de muhtemeldir. Resmin bir diğer katmanında da elini pelerinden çıkarmış diğer elinde de ekmek tuttuğu bir başka kadın bulunuyor. Her iki resimde de soğuk mavilikte acı, yoksulluk ve keder temaları işleniyor.

Görsel 22: Le Marchand de gui (Ökseotu Satıcısı), 1902-03.

Mavi Döneminde Anlaşılamayan Picasso

Günümüzde Picasso’nun Mavi Dönem resimleri en yüksek fiyatlara satılmaktadır fakat yaptığı dönemde diğer ressamların akımları ve resimleriyle uyuşmaması sebebiyle anlaşılamamış bu sebeple çok fazla bir alıcısı olmamıştır. Hatta sırf bu sebepten dolayı ve Picasso’nun mavi dönemi üslubunda ısrar etmesi sebebiyle ona aylık ödeyen sanat simsarı sözleşmesini iptal etmiştir. Yine diğer ressamlar tarafından da büyük eleştiriler alan Picasso kendinden taviz vermeyerek resimlerine devam etmiştir. Yıllar sonra resmedeceği Guernica tablosu ile zirveye ulaşacaktır.

Görsel 23: Guernica, 1937, Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofía, Madrid, İspanya.

Savaşın ve Acıların Tasviri: Guernica

Guernica’nın hikayesi aslında resimden de anlaşılacağı gibi insan ve hayvan parçalarının, acının ve haykırışların yer aldığı savaşı anlatır. Nisan 1937 yılında Hitler ve Mussolini’nin uçakları tarafından 4 gün aralıksız bir şekilde bombalanmış ve Guernica kasabasını enkaza çevirmiştir. Sivil halka yapılan bu saldırıda anne, çocuk demeden herkese ateş açılmıştır. Tabloda savaşı en acı ve korkunç haliyle yoğuran Picasso umudu, direnişi ve barışın da olduğunu teslim olunmaması gerektiği fikrini nasıl yaptığı bilinmez adeta düşünceleri dayanışmayla ve umutla rengarenk boyar siyah beyaz tablonun aksine. Çok yaygın olarak bilinen bir anlatı vardır:

1938 yılında Paris’te, Guernica’nın bir reprodüksiyonunun yanında duran Picasso’ya, Fransa’da görevli bir Nazi subayı, ‘Bunu siz mi yaptınız?’ diye sorunca Picasso “Hayır, siz yaptınız!” diye yanıt vermiştir.[9]

Guernica’nın politik bir eser olduğu aşikardır zaten Picasso’da resmin savaş aleti olduğunu şu sözleriyle vurgular: “Resim, apartmanları süslemek için yapılmaz. O, düşmana karşı saldırıcı ve savunucu bir savaş aletidir” Guernica tablosu Picasso’nun resmi İspanya Cumhuriyetine ait olduğunu söylemesi ve 100. doğum yılı sebebiyle 1981’de Madrid’de bulunan Reina Sofia Müzesinde sergilenmektedir.

91 Yıllık Hayat, 20.000’e Yakın Eser

Picasso yaşamı boyunca kendi kendiyle yarışmış, kendini aramış, yaşamın ve çağın toplumsal, sosyal, politik olaylarını özümseyerek eserlerine özgün duygularla aktarmıştır. Her alanda eserler veren, her sanat akımına kendi dokunuşlarıyla yenilik katmış ve modern sanata da büyük katkı sağlamıştır. Çok üretken bir ressam olan Picasso hayatı boyunca yaklaşık 20.000’e yakın çalışmaya imza atmıştır. Sadece resim değil heykel, seramik, çömlekçilik, baskı, afiş, dokuma, yontu, gazete, kitap ve daha birçok alanda eserleri bulunmaktadır. Onun adına yaşamını, çalışmalarını ve kübizm odağında modern sanatı ele alan tüm dünyada yaklaşık 10.000 civarında yayın yapılmış ve hala da çalışmalar yapılmaktadır. 20. Yüzyılın tüm savaşlara, eşitsizliğe, acılara rağmen o kendi olarak kalabilmiş ve Picasso olarak bu yüzyılın en önemli sanatçılarından biri olmuştur. Sizler de hayal etmeye başlamak için kırmızının olmasını beklemeyin maviyle başlayın!

Sanatla, bilimle ve felsefeyle kalın.

Neslihan KÖŞGER

Referanslar

[1]     Dağlı, Ş. Z. (2020). Picasso’nun Sanatı İçinde Dönemleri ve Çalışma Formları. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24 (Aralık Özel Sayı) , 187-204.

[2]       http://ressamlar.grafiksaati.org/Pablo-Picasso/pablo_picasso.htm

[3]       https://www.artsy.net/article/artsy-editorial-emotional-turmoil-picassos-blue-period

[4]       https://tr.wikipedia.org/wiki/Renk_teorisi

[5]       Batur, M. (2016). Huzurun rengi mavi. İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, 6(13).

[6]       Garaudy, R., & Doğan, M. H. (1991). Picasso, Saint-John Perse, Kafka. Payel Yayınevi.

[7]       Ravin, J. G., & Perkins, J. (2004). Representations of blindness in Picasso’s blue period. Archives of ophthalmology, 122(4), 636-639.

[8]       Korkmaz, A. (2019). Mavi ve Pembe Dönemleriyle Picasso. İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisi, 11(3), 293-302.

[9]       Teber, S. (1985). Picasso. De yayınevi.

 

İleri Okuma Kaynakları

  • Alpay, Y. (2018).  Picasso’nun Mavi ve Pembe Dönemleri. Varlık, 1335: 30-34.
  • Battistini, M. (2001). Picasso, Sanata Adanan Bir Yaşam. Dost Kitabevi. Ankara.
  • Breunig, L.C. (1958).  Studies on Picasso, 1902-1905. College Art Journal, 17 (2): 188-195.
  • Buchholz, E.L. & Zimmermann, B. (2005). Pablo Picasso, Hayatı ve Eserleri. Literatür Yayıncılık, İstanbul.
  • Hilton, T. (1975). Picasso. Thames and Hudson, New York.
  •  Spence, D. (2011). Picasso. Koleksiyon Yayınları, İstanbul.
  • Teber, S. (1999). Picasso. Kavram Yayınları. İstanbul.
  • Walther, I.F. (2005). Picasso. Remzi Kitabevi. İstanbul.
  • Norbert L, (1991). Modern Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, İstanbul.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir