ABD ve İngiltere’de yapılan son araştırmalar bazı insanların doğuştan risk almaya diğer insanlardan daha çok eğilim gösterdiklerini söylemektedir…Matt Hellicer isimli 24 yaşında extrem spor meraklısı bir gencin beyin MR’ları çekilerek yapılan araştırmalarda beynin alt orta bölgesinde bulunan Basal Ganglia (Bazal Gangliyon) isimli bölgenin risk aldığı zaman dopamin salgılayarak kişiyi risk almaya teşvik ettiğini ortaya koymuştur. Bazal Gangliyon’un bazı insanlarda daha aktif çalıştığı ve kişi risk aldığında beyne dopamin salgılaması için sinyaller gönderdiği anlaşılmıştır. Beynin karar verme mekanizmalarının ergenlik döneminde henüz gelişme aşamasında olduğunu eğer bu dönemde gençler farklı sporları yapma fırsatları bulabilirlerse gençlerin Bazal Gangliyon bölgesinin aktif olarak çalıştığı ve geliştiği tespit edilmiştir.
Psikolog Agnes tarafından Matt’a yapılan bir bilgisayar testinde Matt’in eline elektronlar bağlanarak online bir test çözmesi istenmiştir. Teste verilen her doğru cevapta Matt’in parmaklarına elektro şok verilir. Testin amacı Matt’in ne kadar şoktan kaçmaya çalıştığını ve ne kadar sıklıkla şok yemek için gönüllü olduğunu ortaya çıkarmaktır. Test esnasında Matt şok alabileceği doğru cevaplara ulaşmaya çalışmıştır. Magnetik rezonos ile Matt’ın beynine sinyaller gönderilerek MGR cihazından gelen sonuçlar yorumlandığında; beyinde insular olarak isimlendirilen bölgede kişi monotonluk yaşarsa insularda durağanlık görülmektedir. Eğer kişiye elektroşok verilirse Bazal Ganglia’nın elektrik üreterek beynin diğer bölgelerine heyecan duygusu gönderdiği ortaya çıkmıştır.
Kalp atımı dakikada ortalama 83 ile atan bir diğer sporcu olan İngiliz dağcı Hazal’in ise yalçın kayalıklara tırmanmaya başlayınca kalp atış hızının dakikada 103 olarak attığı ölçülmüştür. Hazal tırmanışa geçmeden önce derin bir nefes alarak korkuyu yenmenin bir dereceye kadar mümkün olduğunu çünkü korku duygusunun tırmanış yaparken düşme korkusu yaşamaktan kaynaklandığını belirtmiştir.
Uzmanlara göre 14 ve 16 yaşları arasında gençlerde heyecan ve risk alma duygularında büyük bir artış meydana gelmektedir. Eğer bu duygu desteklenir, beslenir ve başarılı olunca da ödüllendirilirse beynin sürekli olarak bu hazzı almak istediği ortaya çıkarılmıştır.
Risk, beynimizin ödüle aç kısımlarıyla; risk almayı istemeyen diğer kısımları arasındaki bir mücadeledir. Bu mücadele bizim tarafımız, genetiğimiz, beynimiz, çevremiz ve irademiz arasındaki etkileşimin sonucunda belirlenecektir.
Kaynak: Discovery Channel
Hazırlayan: Halil İbrahim İşbilici