İstanbul’da bir araya gelen bilim insanları, teknoloji bağımlılığının semptomlarını tanımlamaya çalışıyorlar. Eğer bunu başarabilirlerse bir hastalık olarak kabul görecek. Bağımlı kişiler hasta haklarına kavuşabilecekler. Fakat araştırmalar, henüz Dünya Sağlık Örgütünün kabul edebileceği bir seviyede değil.
Mert Küçükvardar
Bilim insanları, teknoloji bağımlılığı konusunda kesin tanımlar çizmek için yoğun uğraş harcıyor. Bu yılda Yeşilay’ın katkılarıyla İstanbul’da 4’üncüsü düzenlenen 4. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi ‘nde önemli isimler yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı kongrede, teknoloji tarafından çevrelenen günümüz dünyası yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından ele alındı.
Potenza: Teknoloji artık gerçek bir tehdit
İlk gün yapılan oturumda, internet ve sosyal medyaya yönelik bağımlılık, çevrim içi oyun bağımlılıkları gibi önemli konular ele alındı. Amerika Birleşik Devletleri Yale Üniversitesi Psikiyatri Bölümünden Prof. Marc Potenza ’ın açılışını yaptığı bağımlılık oturumunda, teknolojinin artık gerçek bir “tehdit” olduğu üzerinde duruldu. M. Potenza’dan sonra sözü alan Güney Koreli araştırmacı Prof. Hae Kook Lee ise çevrim içi oyun bağımlılıklarına vurgu yaparak bu türlü sorunların önüne geçilmesi için ailelerin çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmeleri ve spor etkinliklerine daha çok teşvik edilmeleri konusunda önerilerde bulundu.
Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, artan teknoloji kullanımı konusuna vurgu yaparak bunun bir bağımlılığa yol açtığını ve teknolojinin aşırı kullanımın önüne geçilmesi, bağımlılığın önlenmesi konusunda yapılan araştırmaların sıklaşmasına atıfta bulunmuştur.
Teknoloji bağımlılığını tanımlamaya çalışıyorlar
Bilim insanları özellikle Dünya Sağlık Örgütünün (WHO), teknolojinin neden olduğu bağımlılığa yönelik ortaya konulan çalışmaların “kesin bir çerçeve oluşturmak için yeterli olmadığını”, nasıl bir yol izleneceği konusunda kararlı bir görüşün bulunmadığını vurguluyorlar.
Saunders: Gençlerde bilişsel geri çekilmeye yol açıyor
Prof. Dr. John B. Saunders, “Oyun Oynama Bozuklukları Gerçek Bir Bağımlılık mı?” konulu sunumunda özellikle bu konuya vurgu yaptı. WHO ’nun bir bozukluğu “çok güçlü kanıtlar ve araştırmalar” ortaya konulmadan “bağımlılık” olarak tanımlamaktan kaçındığının altını çizen Saunders, ayrıca teknolojinin erken yaşlarda kullanımının beynin limbik sistemine etki ettiğini dolayısıyla genç bireylerde bilişsel düzeyde geri çekilmelerin görüldüğünü söyledi.
Yeni dijital sorun: Bir şeyi kaçırma korkusu
Oldukça yoğun geçen ilk gün oturumunun son konuşmacıları olarak söz alan Prof. Dr. Kültegin Ögel ise “Teknolojinin Teknolojik Bağımlılıktaki Suçu Ne?” başlıklı sunumunda, teknolojinin yarattığı haz konusuna dikkat çekti:
“Bağımlılıktaki temel kural şudur: Bir madde/nesne ne kadar haz veriyorsa o kadar kolay bağımlılığa yol açar. Teknoloji kullanımı arttıkça depresyon ve düşük benlik saygısı gibi sorunlarda ortaya çıkmaktadır. İnternet kullanımı bireylerin yalnızlık duyguları ve sinirlilik hallerini tetikliyor. Endişe (anxiety) ve bir şeyi kaçırma korkusu (Fear of missing out- FOMO), teknolojiyle birlikte ortaya çıkan yeni dijital sorunlar.”
Ögel’e göre araştırmalar, teknolojiyi kısıtlayan ailelerdeki bağımlılığın kısıtlamayan ailelere göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca yine başka bir araştırmaya göre, ergenlerin Facebook kullanım oranı azalırken yetişkinlerinki ise artıyor. Bunun temel sebebi ise ergenlerin Facebook üzerinden aileleri tarafından takip edilmeleri ve onlardan arkadaşlık isteği almalarıdır.
Eski Eğitim Bakanı: Okul, hayati rolünü kaybetti
Konuşmada son sözü alan Prof. Dr Nabi Avcı ise McLuhan’ın her teknolojinin insanların organlarının uzantısı olmasına atıfta bulunarak elektronik devrimle birlikte önceleri tek organı hedef alan nesne anlayışının değiştiğini ve artık yeni teknolojilerin beyne yöneldiğini, dolayısıyla tüm bedeni ele aldığını ifade ett. Ayrıca Avcı’ya göre, okul gençlerin hayatını yönlendirmedeki rolünü kaybetmiş durumda.
Araştırmaları giderek çeşitleniyor
İkinci gününde oldukça önemli konuların tartışıldığı Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’nde Dr. Hans- Jurgen Rumpf, “Sosyal Ağ Bağımlılığı” başlıklı sunumunda, sosyal medya uygulamaları örnekleri üzerinden yapılan araştırmalar üzerinde durdu. Bahsi geçen uygulamaların teknoloji bağımlılığını tetiklediğini iddia etti.
Endonezya Üniversitesi’nden Dr. Kristiana Siste, “Endonez’da İnternet Bağımlılığı: Gelişmekte Olan Ülkede Büyük Meydan Okuma” isimli sunumunda, teknolojinin yarattığı sosyal izolasyon, agresiflik gibi konular üzerinde durdu. Endonezya’da yer alan sağlık
problemlerinde İnternet bağımlılığının 9. sırada geldiğini söyledi.
Karaçetin: Çekilme, tolerans, yalan söyleme ve çatışma
Doç. Dr. Gül Karaçetin, “Türkiye’de İnternet Bağımlılığı” isimli sunumunda ise ülkemizde teknoloji bağımlılığı konusunda oldukça önemli bir adım olan, teknolojik bağımlılık kliniğinin bulunduğu hastanede ele aldıkları araştırmaları sundu. Teknoloji bağımlılığında çekilme, tolerans, yalan söyleme/ kandırma ve çatışmanın en ayırt edici bulgular olduğunu ifade etti. Ayrıca teknoloji konusunda yardım arayan bireylerin günden güne arttığını ve bu bölüme başvuruların fazlalaştığını ifade etti.
@Sophosakademi, 29/11/2017.