Netflix, Suudi Arabistan ile bazı çıkarlar karşısında tartışmalı bir anlaşma yaptığını doğruladı. Tartışma; cinayetler, eleştiriler ve cinsel içerikli filmlere verilen onaylar ve Netflix’in bağımsızlığıyla ilgili.
Netflix Ceo’su Reed Hastings, Suudi hükümetinin, Cemal Kaşıkçı cinayetini örtbas etmekle suçlayan ve Suudi veliahttı ile alay eden “Hassan Minhaj: Vatanseverliğe Giriş 101” adlı programın bazı bölümlerinin kaldırılması karşılığında, Netflix’te bolca müstehcen sahneler içeren “Sex Education” ve “Orange is The New Black” gibi dizilerinin Arabistan’da yayınlanmasına izin vereceğini söyledi.
Hastings ayrıca Netflix’in 1 Ocak 2019’da, Suudi Arabistan’dan gelen yasal şikâyet sonrasında “Hasan Minhaj: Vatanseverliğe Giriş 101” programının ilgili bölümünün kaldırıldığını da doğruladı. CNN’e yaptığı açıklamada, anlaşmanın “rahatsız edici bir uzlaşma” olduğunu kabul etmekle birlikte “iyi bir hareket” olduğunu da ileri sürdü. Açıklamalar ve anlaşmalar eski tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Bir Rıza Örneği: Netflix
Yöneticiler, kendilerinden bağımsız var olan kitle iletişim araçlarına, baskıcı ve hukuki güçlerini kullanarak müdahale etmektedirler. Yukarıdaki örnekte bu durumun bir göstergesidir. Yönetim gücünü pekiştirmek için sadece halkın değil kendi dışında halka tesir edebilecek olguları, iletişim araçlarının da rızasını elde etmek için gücünü kullanmaktadır (Bu yazıda örnek olarak Netflix’in rızası kullanılmıştır). Bu sayede egemen ideoloji yeniden üretimini gerçekleştirerek kendisi güçlendirecektir.
Antik Çağlar’dan beri her dönemin kendine özgü kitle iletişim biçimleri ve kurumsallaşmaları olduğu bir gerçektir. Eski Yunan ve Roma’da “agora” bu anlamda önemli bir kitle iletişim ortamıdır. Yöneticilerin kalabalıklar önünde konuşmaları, Prenslerin atlı postacıları, Romalıların gözetleme kuleleri vb. Yönetenlerin yönetilenler üzerinde güç uygulamaları, yönetilenlerin kendilerini yönetenlere kabul ettirerek yaşamda kalmaları ya da daha iyi yaşam koşulları elde etmeye çalışmaları kitle iletişimin arkadaşındaki öncelikli niyetler olarak süregelmiştir.
İletişimin öneminin fark edilmesi Antik Çağlar’a dayansa da bilimsel bir olgu olarak ele alınması 20. yüzyılın başlarında gerçekleştirmiştir. Devletler ve iktidar sahipleri medyanın toplum üzerindeki tesirini fark ettikleri andan itibaren bunu manipüle etmeye çalışmışlardır. Bunu sağlamak için bilimsel çalışmalara bolca maddi destekler sağlanmıştır. Bu araştırmalar ve çalışmalar sonrası yönetici kesimler medyayı, kitle iletişim araçlarını “4. Güç” olarak kullanmaya ondan yararlanmaya başlamıştır. Tarihte sürekli adı konulmasa da egemen kesim ile bağımlı kesim arasında bir mücadele süregelmiştir. Bu mücadelede iletişim, özellikle kitle iletişim araçları, önemli bir rol oynamıştır.
Halk, egemen kesimin elindeki gücün sürekli kılınması için ideolojik alanda oluşturulan politikaların da etkisiyle yönetici kesime rıza göstermeye ikna olur. Böylece yönetici kesimin iktidarı, yönetilenlerin ve rıza gösterenlerin desteği ile güç kazanarak sürer. Devlet şüphesiz bu rızayı kazanırken elinde bulundurduğu baskıcı ve ideolojik aygıtları kullanır. Bu aygıtlardan biri de bahsettiğimiz üzere kitle iletişimdir. Netflix ve Suudi Arabistan hükumetinin yaptığı anlaşma bu rızanın bir örneğidir.
Mustafa Çeğindir
Kaynakça
- https://www.businessinsider.com/saudi-arabia-allowed-explicit-netflix-shows-exchange-delete-patriot-act-2020-9 (E.T: 20.09.2020)
- https://www.bbc.com/news/world-middle-east-46732786 (E.T: 20.09.2020)
- – Güngör, Nazife, (2018), İletişim Kuramlar Yaklaşımlar