“’Biliyorum ki bu yeni politika çevreye zarar verecek ama hiç umurumda değil. Ben sadece kâr etmek istiyorum.’ diyen bir patron hayal edin. Sizce bu iş adamı çevreye bilinçli olarak mı zarar vermiştir?”
Bu anket sorusunu yanıtlayanların yüzde 82’si evet dedi.
Deneyi yapan Kuzey Karolina Üniversitesi profesörlerinden Joshua Knobe, daha sonra sorudaki “zarar vermek” eylemini, “yararı olmak” sözcüğüyle değiştirerek soruyu tekrar sordu. Bu sefer patron, “Bu yeni politikanın çevreye yararı olacağını biliyorum ama hiç umurumda değil. Ben sadece kâr etmek istiyorum.” diyen bir patron hayal edin. Sizce bu iş adamı, çevreye bilinçli olarak yarar sağlamış olur mu?” diye sordu. Bu sefer ankete katılanların sadece yüzde 33’ü evet verdi.
Bunlar, filozofların koltuklarından kalkıp değer yargısı oluşturmaları için bireylerle doğrudan konuştukları deneysel felsefe adı verilen yeni bir hareketin ortaya attığı soru türleridir. Knobe ve Arizona Üniversitesinden filozof Shaun Nichols’ın bu ay yayınladıkları yeni kitap, bu disiplin hakkındaki geleneksel düşüncelerle mücadele eden tartışmalı yaklaşımın ilk kaynağıdır.
Knobe ve Nichols tarafından düzenlenen “Deneysel Felsefe” adlı kitap, deneysel felsefenin en etkileyici yazıları olduğu düşünülen en popüler 7 yazıyı bir araya getiriyor. Ayrıca Knobe ve Nichols’ın yazdığı “Deneysel Felsefe Bildirisi” adlı bir giriş bölümü de dâhil olmak üzere daha birçok yeni provokatif metin de içeriyor.
Deneysel Felsefe Hareketi, şu anda yalnızca birkaç yaşında olsa da insanın geleneksel etik, irade, mutluluk ve diğer önemli felsefi meseleleri algılayış biçimlerini keşfeden deneysel çalışmalar da dâhil, yeni bir araştırma dalgasını beraberinde getirdi.
Amaç, bu karmakarışık dünya gerçekliğinin tam ortasına dalarak felsefi problemlerin kökenlerine kadar inmek için psikolojik deneyler yapmaktır.
Kuzey Kaliforniya Üniversitesi Bilim ve Sanat Okulunda yardımcı doçent olan Knobe, “Eğer felsefe tarihinin derinlerine inecek olursanız, Eski Yunanlardan tutun da 19. yüzyıl Almanlarına kadar sıradan insanların aslında nasıl düşünüp hissettikleri ile ilgili derin tartışmalar bulabilirsiniz.” diyor. “Deneysel felsefenin amacı, disiplini daha geleneksel bir yaklaşım haline getirmektir. Tek fark, çağdaş deneysel filozofların fiili olarak gidip, deneyler yaparak sorularını yöneltmeleridir.”
Knobe, “Patron ve çevre örneğindeki gibi çalışmalar, felsefi tartışmaların kökenlerine inmede yardımcı olabilir.” dedi. “Bu gibi deneyler, insanların dünyayı olağan algılama şekillerinin etik kaygılarla yayıldıkça yayıldığını göstermeye başlıyor.” diyor.
Knobe, “ Bu tarz bir araştırma, sadece felsefi yansımalarından dolayı değil, ayrıca sıradan insanların nasıl düşündüklerine dair bilgiler verdiği için de önemlidir.” diye ekliyor. “İnsanların ahlaki yargılara nasıl vardıklarına dair daha çok bilgi sahibi oldukça, nasıl birbirlerini suçladıklarını ve tartışmalara girdiklerini daha iyi anlayabileceğiz.”
Nichols’a göre deneysel felsefenin en heyecan uyandıran beklentilerinden birisi, el üstünde tutulan belli başlı felsefi inançların dayandırılabileceği bir temel olup olmadığının tespit etmektedir. Felsefi inançların psikolojik kaynaklarını çözümlemek, bu tür şeylere inanma konusunda haklı olup olmadığımızın değerlendirmek için daha iyi bir konuma gelmiş durumdayız.
Çeviren Hayal Şahin
Kaynak: Chapel Hill Kuzey Karolina Üniversitesi/Science Daily/Apr 18, 2017.