Kitle iletişiminin tahmin edilemez ölçüde zenginleştiği bu çağda, günlük olarak sosyal çevremizde veya dünyanın farklı yerlerinde sayısız olay meydana geliyor. Elbette, meydana gelen olayların tamamına medyada yer vermek imkansızdır. Bu yüzden neyin haber olup neyin olamayacağına karar verilmesi, içeriklerin filtreden geçirilmesi gereklidir. Burada ‘’eşik bekçiliği’’ (gatekeeping) denilen kavram ortaya çıkar.
Bir enformasyonun gerekli olup olmadığına, belirli filtrelerden geçirerek karar verme aşaması, eşik bekçiliği metaforuyla açıklanmaya çalışılmıştır. Eşik bekçileri bir mesajın göndericiden alıcıya giderken geçtiği kişiler ya da gruplar olabilir. Eşik bekçisinin ana işlevi bir bireyin aldığı mesajları süzgeçlemektir. Eşik bekçileri belli mesajların geçmesine izin verirken diğerlerinin geçmesini engeller (Mutlu, 1994).
Eşik bekçiliği teriminin ortaya çıkışı
Eşik bekçisi kavramını ilk kullanan kişi, sosyal psikolog Kurt Lewin’dir. İlk kullanıldığı günden şimdiye kadar teorinin değişen iletişim ve sosyal medya düzeniyle birlikte var olmayı hangi şekillerde sürdürdüğünü incelememiz gerekir. Haber sürecinde eşik bekçiliği kavramının ayak sesleri 1922 yılında gelmeye başlamıştı. Robert Park’ın The Immigrant Press and It’s Control kitabındaki şu ifadeler eşik bekçiliğini tarif etmektedir:
‘Editörler; taşra muhabirleri, muhabirler ve haber ajansları tarafından hergün meydana gelen ve kaydedilen olaylardan yayın için diğerlerinden daha önemli veya daha ilginç bulduğu bazı öğeleri seçer. Geri kalanı unutulmaya ve çöp sepetine mahkûm edilir. Her gün muazzam miktarda ‘öldürülen haber‘ vardır’’ (Park, 1922).
Yıllar sonra eşik bekleme (gatekeeping) kavramının resmi olarak ilk defa kullanılması Kurt Lewin 1943 yılında yayımlanan Gıda Alışkanlıklarının Arkasındaki Güçler ve Değişim Yöntemleri (Forces Behind Food Habits and Methods of Change) eserinde olmuştur.
Ev hanımlığından eşik bekçiliğine
Bu eserinde Lewin, İkinci Dünya Savaşı döneminde ev hanımlarının evlerindeki yiyecek tüketimini nasıl değiştirdiklerini araştıran bir araştırmasını yayınlamıştı. Araştırma sonucunda Lewin; yiyeceklerin bir tarladan veya dükkândan yemek masasına gelişine kadar çeşitli karar verme süreçlerinden geçmek zorunda olduğunu, yiyeceklerin kendi güdüleriyle hareket etmediklerini fark etmişti. Yiyeceklerin bir kanala girip girmemesi ve kanaldan geçişi bir “eşik bekçisi” tarafından denetleniyordu. Bu bağlamda ev hanımı veya evin hizmetçisi, bir tür eşik bekçisi olarak görülebilirdi. Lewin’in bu eseri, daha sonra 1947’de eşik bekçiliği terimini etraflıca tanımladığı Grup Dinamiklerinde Sınırlar (Frontiers in Group Dynamics) başlıklı makalesine temel oluşturmuştur.
10 haberden 9’u reddediliyor
Eşik bekçiliği kapsamında bir diğer önemli inceleme David Manning White tarafından 1950’de yapılmıştır. White, bir gazete editörünün haber seçme sürecini gözlemler ve basılması reddedilen tüm yazıları bir hafta boyunca biriktirir. Basımdan geri dönme nedenleri üzerine eğilir. Tespitine göre on haberden dokuzu editör tarafından reddedilir ve bu süreçteki eleme işlemi, editörün oldukça öznel tutumlarına göre yapılır.
Eşik bekçiliği nasıl yapılır?
Bilgi, kanallar arasında adım adım hareket eder. Kanal sayısı değişiklik gösterir ve her kanaldaki süre değişebilir. Bilgi bir kanaldan diğerine hareketi için bir “geçit” i geçmelidir. Güçler kanalları yönetir. Kanal yoluyla harekete direnç yaratan çatışmaya neden olan karşıt psikolojik güçler olabilir. Aynı sonuca götüren birkaç kanal olabilir. Farklı aktörler kanalları kontrol edebilir ve farklı zamanlarda kapı bekçisi olarak hareket edebilir (Lewin).
Modelde görüleceği üzere, kaynaktan pek çok öğe çıkar. Sonrasında eşikle karşılaşır. Bu süreç boyunca istenmeyen, mantıklı ve tartışmalı bilgiler, toplumu veya bir grubu kontrol etmeye ve onları doğru bir yola sokmaya yardımcı olan kapı bekçisi tarafından kaldırılır. Kapıdan geçmeyi başaran ve kitleye ulaşan az sayıda öğe vardır.
Sosyal medyada eşik bekçiliği
Geleneksel medyada olduğu gibi yeni medya düzeninde de eşik bekçiliği kavramının etkisinin devam ettirdiği söylenebilir mi? Kısmen de olsa evet.
Günümüzden 20 yıl önce ağlarda dolaşan bilgi, dijital medya çağındakiyle aynı sıklıkta değildi. Dijital çağda kitle iletişimin yanında kişiler arası iletişim de zirve yapmış durumda. Bu sebeple bilgi akışını denetlemek daha zor ve daha karmaşık. Kaynaktan çıkan doğru ya da yanlış her bilgi alıcıya ulaşıyor. Ana akım medyada bilgi akışı tek yönlü idi ve eşik bekçileri gazete editörleri gibi belirli kişilerdi. Şimdilerde her bir kullanıcı kısmen de olsa içerik üreticisi ve denetleyici konumuna geldi. Bilginin paylaşım hızı ölçülemeyecek derecede arttı ve bu, denetimi ve eşik bekçiliğini uygulanamaz hale getirdi.
Birçokları tarafından kabul edilmese de sosyal medya platformlarındaki her bir kullanıcı eşik bekçisi gibi davranabilir. Örneğin hoşunuza gitmeyen, internet ortamında olmaması gerektiğini düşündüğünüz (şiddet, ırkçılık, taciz vb.) bir içerikle karşılaştığınızda, bunu şikâyet edebilir ve kaldırılmasına olanak sağlayabilirsiniz. Bu öncekilerden biraz farklı olsa da bir tür kontrol mekanizmasının olduğunu gösterir. Kısacası yeni medya çağında eşik bekçiliği teorisi biçim değiştirmiştir veya anlamını yitirmiştir.
Eşik bekçiliğine yönelik eleştiriler
White’ın gözlem ve araştırmaları sonucunda elde ettiği bulgulara göre, eşik bekçisinin yaptığı eleme işlemi öznel tutumlara göre gerçekleşir. Teoriyi bu açıdan ele aldığımızda, bir medya içeriğiyle karşılaşmamız için, o içeriğin hem eşik bekçisinin hem de toplumun genel ideolojik yapılarıyla örtüşmesi gereklidir. Gördüklerimiz tam anlamıyla görmek istediklerimiz değil, bir başkasının denetimi ve sansürü neticesinde uygun görülen seçeneklerin aktarımıdır. Karşılaştığımız her içeriğin ideolojik çerçevede sansür edildiğini kavradığımız vakit, medyanın ne ölçüde gerçeği yansıttığı konusu daha önemli bir tartışma haline gelir.
Melisa Kırmızıtaş
Kaynakça
- GateKeeping Theory. (tarih yok). Communication Theory: https://www.communicationtheory.org/gatekeeping-theory/ adresinden alındı
- Lewin, K. (tarih yok). Forces Behind Food Habits and Methods of Change. Bulletin of the National Research Council.
- Mutlu, E. (1994). İletişim Sözlüğü. Ankara: Ark Yayınları.
- Park, R. E. (1922). The Immigrant Press and Its Control . New York: Harper & Brothers.
İçeriğiniz zengin . Faydalı bir yazı oldu benim için. Teşekkür ederim. Çalışmalarınızın devamını diliyorum .
İyi okumalar Gonca…
Günümüz yeni medyanın ‘eşi’ bekçiliğini kim yapıyor acil cevap verme şansınız varmı ?