Sophos Akademi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Bilişim ve Teknoloji
  4. »
  5. ISophos Dergisi’nin 5. Sayısı Yayımlandı

ISophos Dergisi’nin 5. Sayısı Yayımlandı

ISophos: Uluslararası Bilişim, Teknoloji ve Felsefe Dergisi’nin 5. sayısı yayımlandı.

ISophos Dergisi 5. sayısında, geleceğe dair bakışlarımızı yoğunlaştırıp netleştireceğimiz bir dosya sunuyor. Bunu mevcut sinema, insan doğası, toplumsal yapı, insan hakları ve akademik çalışmalar üzerindeki teknolojik etkiyi göstererek yapıyor.

Sinem Şentürk, Türk akademisindeki etik ve hukuk ihlallerinin mevcut durumunu, örnekler üzerinden inceledi. Etik ihlallerin yoğunluğunu, gösterilen tepkinin azlığına ve yaptırımların zayıflığına bağladı. Anlaşılan o ki Türk akademisi, özgün eserler üretme ve dürüstlük konusunda isteksiz, belki de büyük oranda yeteneksiz. Lisansüstü eğitimin birinci kademesindeki Seminer Dersi yeterli olmadığından ikinci kademesinde verilmeye başlanan Bilimsel Araştırma Teknikleri ve Yayın Etiği Dersinin dijital beşeri bilimlerdeki genç araştırmacılara etik bilinç ve hukuki sorumluluk kazandırmasını bekleyebiliriz. Dijital telif hakları, intihal tespit programları, YÖK’te tezlerin erişime açık hale getirilmesi gibi gelişmelerin sonuçlarını görmek için henüz vakit var. Fakat etik tutumun çok boyutlu kültürel katmanlarla ilişkisinin analizleri önümüzdeki en önemli sorun. Türk Akademisinin kendine güvenmesi için başka iyileştirmelere ihtiyaç duyduğu çok açık.

Tuğçe İyigüngör, teknolojik tekillik sürecinin ve yapay zeka teknolojilerinin insanı dönüştürerek üst insana, belki bir “post human”a ulaştırma trendini analiz etti. Ona göre muazzam ve devrimci bir süreç yaratan teknolojik gelişmeler, insanın fiziksel ve zihinsel sınırlarının aşılmasına katkı yapıyor. Öyle anlaşılıyor ki her türlü beşeri potansiyelimiz artık teknolojik destekle maksimize edilebilecek. Bu da bizi insanın aşılması tartışmasının tam merkezine getirip bırakıyor. Gelecek, geçmişteki insanın, İnsan 1.0’ın geleceği olmaktan çıkabilir, sonraki insana, İnsan 2.0’a ait olabilir. İlk insanın tüm değerleri geride kalabilir. İnsanın biyolojik gelişiminde ilk kez bir gözlenebilir bir sıçramaya tanık olma ihtimali hepimizi heyecanlandırıyor. Öte yandan akademik çalışmaların yapay zeka ve biyonikleşme ile gelen değer dönüşümü üzerine de odaklanması gerekiyor.

Abdulkadir Büyükbingöl ve Şevki Işıklı, teknolojik etkinin toplumsal yapı ve değişim üzerine etkilerine odaklanan çalışmalarında, Nesnelerin İnterneti ve Toplum 4.0 durumunun Süper Akıllı Toplum ve Toplum 5.0 aşamasına geçiş için yeterli bir başlangıç olup olmadığını, ayrıca Toplum 5.0 nosyonunun bir Japon ütopyası olup olmadığını araştırdı. Eş zamanlı olarak ilerleyen ve kesinlikle bol miktarda yeni sosyo- teknik olgu üreten teknolojikleşme, dijitalleşme ve küreselleşmenin birlikte ele alındıklarında geleceğe bakışımızı fütüristik eğilimlerden arındırıp öngörü seviyesine çektiğini görüyoruz. Yeryüzündeki tüm coğrafyanın toplumsal devrimleri hep birlikte yaşamadığının farkındayız fakat durum bu kez farklı görünüyor: Bütün toplumlar gecikmeli de olsa bilişim devrimi sürecine katılıyorlar.

Elif Akçay, akademik metin yazma sürecindeki ana dil yeterliliğini, son kontrolleri yapılıp danışmana teslim edilmiş bir dizi lisansüstü tez üzerinden tespit etmeye çalıştı. İlkokuldan mastır ve doktora seviyesine kadar her kademe Türk Dili eğitimi gören genç araştırmacıların, bilimsel metin yazarken ana dillerini doğru kullanamadıkları sonucuna ulaştı. Sosyal ve beşeri bilimlerde akademik çalışmalar yapmanın metin yazma ile zorunlu bağıntısı göz önüne alındığında imla, noktalama ve ifade sorunları yeterliliklerinin önemi daha belirgin hale geliyor. Akçay’ın çalışması, tüm eğitim süreçlerindeki ana dil eğitimin hangi noktalarda gözden geçirilmesi gerektiğini, en son aşamadan hareketle göstermesi bakımından ayrıca önemli.

Duygu Aydemir’in ve Merve Zorlu’nun yaptığı cinsiyetçi analizde, Malefiz Filmi’nin Uyuyan Güzel Masalı’nı nasıl yapı söküme uğrattığını gösteriyor. Aydemir, Film’in geçmişten günümüze kadar zıt kutuplarda konumlandırılmış büyücü kraliçe ve iyi kalpli prensesi gibi kadın karakterlerini dayanışma içinde sunmasını, geleneksel ataerkine karşı bir tür kadınlar arası iş birliği çağrısı olarak sunuyor. Ayrıca çoktandır üzerinde çalıştığı eko-feminizm ile ilişkisini, Film’deki kadın-doğa analojisi üzerinden kuruyor. Aydemir’in felsefeye yaptığı teorik katkı ise şu oluyor: Postmodernizm ve dijitalleşme sürecinde tüm geleneksel kategorilerin yapısı sökülmeye devam etmektedir.

5. sayının Ekler bölümünde, Mehmet Özoğul tarafından Türkçeye çevrilen, insan hakları üzerindeki teknolojik etkiyi görünür hale getiren Avrupa Parlamentosu raporu var. Rapor, bazı bölümleri seçmeli olarak çevrildi. Önceki sayımızda yer alan internet ve insan hakları ilişkisi bu raporla biraz daha ISophos içinde görünür hale gelmiş durumda.

 

ISophos’un 5. sayısına buradan ulaşabilirsiniz.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir