“Bu yeni çağda önceki yüzyıllarda yapılan felsefeler büyük işlev kaybına maruz kaldılar. Yeni felsefeler üretilmesi gerekiyor. Felsefe, eski teorik tartışmaları bir kenara bırakarak performans felsefesi, felsefi terapi ve biyoetik gibi uygulamalı felsefeye doğru ilerliyor.”
Yukarıdaki ifadeler, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şevki Işıklı’ya ait. Düşünce Servisi Programında Gazeteci Müjdat Gökçe’nin sorularını yanıtlayan Işıklı’ya göre Rönesans ve Sanayi Devrimi gibi önemli değişimleri beraberinde getiren dijital çağ, bilişim devrimiyle başladı ve halen devam ediyor. Cihazlar eski felsefi sorunların bir kısmına kesin cevaplar vermeye başladılar.
Doç. Dr. Şevki Işıklı’nın felsefenin dönüşümüne dair görüşlerini açıkladığı videonun tamamı
Işıklı’ya göre bu çağda felsefe, Uygulamalı Felsefe dedikleri bir alana doğru ilerliyor. Uygulamalı felsefe disiplinlerinde felsefeciler, genetikle ya da gen-etikle, biyo-iktidarla, tıp etiğiyle, ekoloji etiğiyle, hayvan etiğiyle, hayvan hakları felsefesiyle, ilişki ettiğiyle, aile etiğiyle, eş olmayla, arkadaşlık etiğiyle daha fazla ilgileniyorlar. Gündelik yaşamda karşılaşılan kayıplara, kazalara, ölümlere, savaşlara, rüyalara, hayal kırıklıklarına, büyük başarılara odaklanıyorlar. Bu alanlarda insan yaşamına rehberlik edecek bazı prensipleri ortaya koymaya çalışıyorlar.
“Bu Çağda Felsefe Dijital Bir Desteğe Kavuşuyor”
Işıklı’ya göre, dijitalleşme ve teknolojikleşme, felsefenin ve felsefecilerin üstündeki bilişsel iş yükünün bir kısmını aldı. Dijital sensorların verileştirme yeteneği, duyu verisine dair eski ampirik tartışmaları sonlandırmak üzere. Böylece spekülatif bilgiler üzerinden felsefecilerin yanlış teorileri üretme riskinin ortadan kalkacağını iddia etti.
Haber: Hilal Karakaya