Orta Çağda, Papa’ya sormuşlardı: Tanrı, evreni yaratmadan önce ne yapıyordu, diye? Papa’nın cevabı işin ne derece çetrefilli olduğunu anlamak için yeterince sertti: “Bu soruyu soranlara cehennemi hazırlamakla meşguldü.”
Zamanın ne zaman var olduğu sorusu, hep popüler bir soruydu. Bundan hiç kuşku yok. Fakat yanıtlar çok farklı oldu.
İlk modern bilim kuramını geliştiren İsaac Newton, zamanın da tıpkı uzay gibi mutlak olduğunu düşünüyordu. Mekanik kuramını da buna uygun olarak kurmuştu. Evrenin her yanında “aynı an” yaşanır, şimdiki zaman, evrenin dört bir yanında aynıdır. 2016 yılı tüm Galaktik olaylar için geride kalmıştır, 2018 ise henüz gelmemiştir. Tüm galaksilerde aynı şimdi yaşanır. Tanrı evreni, zamanın belli bir anında yaratmış, birgün yok edecektir. Fakat zaman sonsuza değin var olmaya devam edecektir. Bu, “evrensel şimdi” görüşüdür. Evrensel şimdi, gündelik sağduyumuza uygun görünür.
Einstein’dan beri ise bilim insanları başka bir yanıtın doğruluğuna inanıyorlar. Artık herkes zamanın göreli olduğunu “biliyor”. Göreli zaman modeline göre, evrendeki tüm olaylar için mutlak, tüm gözlemciler için eşit olan bir zaman yoktur. Hatta birçok bilim insanı, bizim zaman diye tanımladığımız şeyin hep var olmadığını hatta var olmayacağını düşünüyor.
Işık hızıyla hareket eden saatler, son derece yavaş ilerler. Fakat saatle de tıpkı maddeden oluşan diğer nesneler gibi, sınırlı bir değer olan bu hız erişemezler. Maddeden oluşmayan veya maksimum ışık hızında hareket eden parçacıklar ya da fotonlar için saatler hep sıfırı gösterir. Kütleli parçacıklar ve uzay gemilerinin tersine, ışık huzmeleri için zaman diye bir şey yoktur. Zaman sadece kütle yani madde varsa bir anlam taşır. Bu durumda bildiğimiz madde, ilk olarak Büyük Patlama ile oluşmuşsa zaman da bu olayla birlikte başlamış olmalıdır. Kulağa biraz tuhaf gelse de büyük olasılıkla zamanın da bir başlangıcı var.
Zaman Birgün Tersine Dönecek mi?
Sürekli genişleyen evrenimiz birgün duracak mı yoksa sonsuza kadar genişlemeye devam mı edecek? Birkaç popüler cevap olsa da bundan henüz kimse emin değil. Evrenimiz yeterince genişledikten sonra, göğe doğru fırlattığımız bir taşın zirveye ulaştıktan sonra geri düşmeye başlaması gibi, günün birinde tekrar büzüşmeye başlayabilir. O zaman madde giderek yoğunlaşacak, evren gittikçe kendi üzerine çökecek, Büyük Patlama anındaki sonsuz yoğunlukta fakat sıfır hacimdeki bir nokta yani tekillik hâline gelecek. Bu tekillik belki de bir karadeliğe dönüşecek. Kütle sonsuz yoğunlukta olacağı için büyük ihtimalle zamanın akışı da duracak, zaman olmayacak. Bu, Büyük Çatırtı (Big Crunch) denilen teoridir.
İkinci teori de Büyük Patlamanın farklı bir yorumu. Yeni gözlemler, evrenin giderek genişlediğini gösteriyor. Evrendeki mevcut madde miktarı ise sınırlı. Evren genişledikçe mevcut madde seyrekleşecek. Birçok fizikçi, böyle gitmesi hâlinde evrendeki tüm maddenin temel parçacıklara ayrışacağını düşünüyor. Bu durumda evren, kütlesiz ve kendileri için zamanın söz konusu olmadığı ışık parçalarından oluşacak. Yani zaman genişleme devam etmesi durumunda da duracak veya ortadan kalkacak.Zamanın ne zaman var olduğu sorusu, hep popüler bir soruydu. Bundan hiç kuşku yok. Fakat yanıtlar çok farklı oldu.
İnanılmaz gibi görünse de bir dönem fiziğin ve evrendeki tüm oluşumların üzerindeymiş gibi görünen zaman, ikincil bir değer. Büyük bir olasılıkla da var olan her şeyin olduğu gibi, zamanın da bir başlangıcı ve sonu var. Uzayla birlikte doğan zaman, uzayla birlikte yok olacak.
Şevki IŞIKLI