Sophos Akademi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Akademik Etkinlik
  4. »
  5. Alıntı – Atıf Çetesi Nedir?

Alıntı – Atıf Çetesi Nedir?

Atıf çeteleri (citiation cartels), belirli makalelerin, yazarların ve dergilerin atıf sayılarını artırmak ve böylece etki konusunda abartılı bir izlenim verirler. Atıf çeteleri, meşru bilimsel alıntı kalıplarını taklit edebilse de araştırmacılar ve dergiler için olduğu kadar okuyucuları için de olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.

Akademisyenler ve bilim insanları araştırmaları hakkında yazdıklarından bu yana, hem kendi çalışma alanları içindeki hem de dışındaki meslektaşlarının yayınlanmış araştırmalarına da atıf yapıyorlar. Bu tür alıntılar sağlıklı bilimsel ilerlemenin bir parçasıdır. Atıflar; araştırmacılar, yazarlar ve okuyucular için çok çeşitli şekillerde gerekli ve faydalıdır ve alıntı yapılan yayınların yeni çalışma ve onun sunduğu araştırmayla gerçekten önemli bir şekilde alakalı olduğu müddetçe böyle yapılmasında kesinlikle şüpheli hiçbir şey yoktur.  Öte yandan, yayınlara bir grup araştırmacı veya dergi tarafından bilimsel amaçlarla değil, yalnızca alıntı sayısını artırmak ve aynı türden karşılıklı alıntılar kazanmak için alıntı yapıldığında işte bu bir alıntı kartelinin faaliyetidir.

Maalesef alıntılama tekniklerine uygunluk soruşturması tek başına bu suiistimali ortaya çıkaramaz. Örneğin oldukça uzmanlaşmış çalışma alanlarında, akademisyenlerden veya bilim insanlarından oluşan küçük bir grup, birbirlerinin yayınlarından genellikle daha büyük alanlarda olduğundan çok daha yüksek sıklıkta alıntı yapabilir. Daha büyük alanlarda ve işbirlikçi projelerde yüksek interferans anlamına gelir. Araştırma grubu üyeleri arasındaki atıf oranları alışılmadık olmaktan uzaktır. Benzer araştırma materyali yayınlayan iki akademik veya bilimsel dergi de birbirlerinden sıklıkla alıntı yapabilir ve disiplinler arasında alıntı kalıplarında önemli farklılıklar vardır. Aşırı veya orantısız alıntılara ilişkin yargılar bu nedenle güvenilmez olabilir.

Pek çok etik sorunda olduğu gibi, niyet anahtardır ve etik dışı veya sahtekarlık niyetini tespit etmek ve kanıtlamak son derece zordur. Bu nedenle şüpheli görünen alıntı uygulamaları yapan dergilerin etki faktörü sıralamaları, alıntı kartelleri nedeniyle değil, “anormal atıf kalıpları”, “kendine atıf” (aynı dergideki diğer makalelere atıf yapmak anlamına gelir) nedeniyle reddedilir veya “atıf istifleme“, bir derginin makalelerinin başka bir dergideki makalelere özellikle veya orantısız şekilde çok sayıda referans vermesi anlamına gelir.

Bir “atıf çetesinde /alıntı kartelinde” temel amaç, yazarların alıntı sayısını ve/veya dergilerin etki faktörünü arttırmaktır; araştırma kalitesi konusundaki endişeler bir kenara bırakılır. Bir çete-kartel aynı zamanda ilgili bireyler arasında karşılıklı çıkarlar için gönüllü bir gizli anlaşmayı da ima eder ancak zorlama sıklıkla önemli bir rol oynar ve kabul edilebilir ve kabul edilemez bilimsel alıntı uygulamaları arasındaki çizgi gerçekten de çok ince olabilir.

Örneğin genç bir araştırmacının birlikte kitap yazdığı prestijli bir akademisyenin, araştırmacıdan kitabın kendi bölümünde onun son dergi makalesine bir referans eklemesini istediğini varsayalım. Araştırmacı makaleyi okur, kendi bölümlerinden biri için faydalı olduğunu düşünür ve alıntı yapmaya karar verir. Bu son derece normaldir: Danışmanlar sıklıkla genç akademisyenlere rehberlik eder ve araştırmacılar sıklıkla önemli kaynakları ortak yazarlarının dikkatine çekerler. Ancak genç araştırmacı makalenin konuyla ilgili olmadığına karar verirse ve kıdemli akademisyen yine de makaleden alıntı yapmakta ısrar etmeye devam ederse süreç etik açıdan sorgulanabilir hale gelir. Araştırmacı kabul ederse bir alıntı çetesine-karteline yakalanır, özellikle de ortak yazarı, diğer ortak yazarların hiçbirinin bu tür davranışlarla ilgili bir sorunu olmadığını iddia ederse. Ancak böyle bir durumda zorlanmayı reddetmek inanılmaz derecede zor olabilir ve genellikle alıntı sayılarını yükseltme konusunda fazlasıyla istekli olan kariyerinin başındaki akademisyenler için sonuçta felaketle sonuçlanabilir.

Başka bir zorlama türü, bir akademisyenin veya bilim insanının bir dergiye bir makale göndermesi ve bir editör tarafından, makalenin yayına kabul edilmeden önce dergideki diğer makalelere referanslar eklemesinin istenmesi durumunda ortaya çıkar. Burada, bir hakemin, alanda öncü bir makalenin yazarın referanslarında eksik olduğunu veya yazarın vardığı sonuçlarla çelişebilecek tek çalışmanın göz ardı edildiğini fark etmesi gibi, bilimsel nedenlerden dolayı gerekli olan alıntıları kastetmiyorum. Bunun yerine, bu alıntılar derginin makalelerinden yapılan alıntıları ve dolayısıyla etki faktörünü artırdığı için değerlidir. Reddetmek reddedilmeyle sonuçlanabilir ancak uymak, potansiyel olarak bir alıntı karteline dahil olmak anlamına gelir. Çünkü birden fazla yazarın editör tarafından bu şekilde zorlandığı nispeten kesindir.

Ne yazık ki akademik ve bilimsel dergilerin editörleri, atıf çetelerinde bu tür merkezi roller oynayabilirler ve oynamaktadırlar. Son yıllardaki örnekler, kıdemli editörlerin yalnızca dergi içi ve dergiler arası atıfları yayının bir şartı haline getirmekle kalmayıp aynı zamanda yayın kurulunun diğer üyeleriyle birlikte çalışarak, sadece yayın için gereken alıntıları üretmek amacıyla düşük kaliteli inceleme yazıları yazmaya çalıştıklarını ortaya koymaktadır.

Son yıllardaki örnekler, üst düzey editörlerin sadece yayın için iç ve dış dergi alıntılarını bir gereklilik haline getirmekle kalmayıp, aynı zamanda editöryel kurullarındaki diğer üyelerle işbirliği yaparak, sadece dergilerin etki faktörünü artırmak için gerekli alıntıları üretmek amacıyla düşük kaliteli derleme makaleleri yazmalarına dairdir. Bu hem dergilerin etki faktörünü artırmak hem de editörlerin kariyerlerini ve alıntı sayılarını güçlendirmek amacıyla yapılan bir eylemdir.

Bu tür davranışları değerli herhangi bir araştırmacıya, editöre veya dergiye yakışmayan bir davranış olarak görmek veya bunun yalnızca kalite ve etki ölçüsü olarak alıntı ölçümlerine zarar verdiğini, dolayısıyla alıntı sayılarını, atıf etkisini dikkate almak için etkili bir hatırlatma görevi gördüğünü iddia etmek uygun olabilir.

Ancak sorun, katılmayanlar açısından ciddi sonuçlar doğuruyor. Uygunsuz alıntı uygulamalarına zorlanmayı reddetmek zor ve zararlı olabilir. Çarpık atıf sayıları ve etki faktörleri, meşru alıntı uygulamalarını takip eden yazarlara, dergilere ve editörlere zarar verebilir ve yanlış alıntı uygulamalarından şüphelenilen dergilerin etki faktörü bastırıldığında, araştırmalarını bu dergilerde yayınlayan yazarlar zarar görür.

Temel olarak rahatsız edici olan, yalnızca alıntı sayılarını artırmak için birbirlerinin çalışmalarına atıfta bulunmaya öncelik veren akademisyen gruplarının, kendi kartelleri dışındaki yazarların önemli yayınlarını görmezden gelebileceğinin, bakış açılarını belirli düşünme biçimlerine daraltabileceğinin, yenilikçiliğin cesaretini kırabileceğinin ve araştırmaların bütünlük ve değerinden ödün verebileceğinin kabul edilmesidir.

Son olarak, atıf çetelerine dair sağlam kanıtlar bunların hala nispeten nadir olduğunu gösterse de açığa çıkarılan kartellerle ilgili haberler günümüzün iletişim ağlarında çok hızlı bir şekilde yayılıyor ve yalnızca profesyonel akademisyenler ve onların çalışmaları hakkındaki kamuoyu algısına zarar verebilir.

 

Kaynak: Academic Proofreading Services

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir