Birkaç yıldan beri kültürel içeriğin dijitalleştirilmesi dikkate değer ilerleme kaydetti. Çeşitli resmi destek fonlarıyla da güçlendirilen bu süreçte özellikle kültürel miras alanını görmekteyiz. Örneğin dijital kütüphaneleri, müze koleksiyonlarını, filmlerin restorasyonlarını vb.
Özel sektör girişimcileri ise daha çok sanat ve edebiyatta yeni eserlerin dijital yollarla yaratılması, eski eserlerin yeniden üretilmesi, dağıtılması ya da antik eserlerin kusursuzlaştırılmasına yatırım yapıyor.
Geniş anlamıyla dijital kültür (siber kültür), internetteki veya mobil ve kablosuz yöndeşik iletişim teknolojilerindeki içeriğin ve interaktif süreçlerin sosyo-kültürel boyutlarını kapsar. 15 yıl öncenin yaygın terimi olan bilgi toplumu, onun sadece kültür üzerinde değil, ekonomi, siyaset, eğitim ve günlük yaşamın birçok alanında çeşitli etkilerini öngörmüştü.
Dijital kültür, çoğu zaman geleneksel iletişim, iş hayatı ve kültür kavramlarını dönüştürmek ya da onları yeni teknolojik düzene adapte etmek olarak anlaşılır. Ancak yalnızca 20 yıl içinde, Web ve internet ile sosyal medya platformları, Batı’daki nüfusun çoğunluğunun günlük yaşamının hatta birçok gelişmekte olan toplumun ve ticari pazarın yapısal araçlarından biri haline geldi. Birçok uzmanın, özellikle de Vincent Miller’ın Dijital Kültürü Anlamak (2011) adlı çalışmasında işaret ettiği gibi bu gelişme, toplumlarımızda gerçek “alternatif” değişimler için tesis edilmiş olan dijital kültür potansiyelini belli ölçüde sınırlandırıyordur. “Belki de kültürümüz, interneti tam tersi şekilde dönüştürüyordur.”
Öte yandan halihazırda ana akım teknolojilerin (bilgisayar oyunları vb.) bir parçası olan dijital teknolojilere dayalı yeni sanat ve eğlence biçimleri ortaya çıkmış durumda. Divina Frau-Meigs’in işaret ettiği gibi, kültürel çeşitlilik ve çoğulculuğun korunmasında karşılaşılan çevrim içi güçlük, yalnızca eski sanatların ve yayın içeriğinin korunması ve tanıtılması değildir. Kullanıcıların oluşturdukları yeni içerik ve yorumların teşvik edilmesi meselesi de önemlidir.
Dijital kültür, kültür ve demokrasi ilişkisi bağlamında sık tartışmalara konu olmaktadır. Yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı çok paydaşlı kültürel yönetişimde yeni geniş sivil katılım biçimleri beklentisi analiz edilmeye çalışılmaktadır. Bu tür beklentilerin gündemi oldukça farklı. Fakat amaç şu şekilde basitçe ifade edilir: “Dijital kültür için uygun bir ortam yaratmak ve vatandaşları güçlendirmek”
Yukarıdaki gelişmeler, bireysel tercihler ve gönüllü katkıların yanı sıra genellikle kuşağa özgü sosyo-kültürel hareketler ve sanatsal inisiyatiflere odaklanan temkinli bir yaklaşımı önermekte; sonuçta aşağıdakilerle sınırlı olmayan birtakım politikalar ortaya çıkmaktadır:
* “Net tarafsızlığı”na dair düzenlemelerde demokrasiye, ifade özgürlüğüne ve erişim hakkına riayet edilmesi ya da * “Yeni medyayı teşvik eden eğitim politikaları, bilgi okuryazarlığı veya “trans-okuryazarlık”.
Sophos Akademi
Kaynak: Compendium: Kültürel Politikalar ve Trendler (https://www.culturalpolicies.net…)