1,3 milyonluk Baltık ülkesi olan Estonya, 1997’den beri büyük bir fikir peşinde koşuyor: Hükumetin tamamını çevrim içi hale getirmek yani İnternete aktarmak… Peki, bu büyük ve uygulanabilir bir fikir mi yoksa karmaşık bir problem mi?
Sinem Bıçakçı
Hepimiz zaman zaman devlet dairelerinde birtakım resmi işlemlerimizi halletmek için bulunuyoruz. Bitmez tükenmez sıralarda, bitmez tükenmez işlemlerle oradan oraya sürükleniyoruz. Formlar dolduruyoruz, yanlış yaptığımız işlemler için yeniden yeni evraklar düzenliyoruz. Böyle sıkıcı bir bekleme sırasında zaman geçirmek için neler yapıyorsunuz? Büyük olasılıkla telefonunuzda gezinmek, e-postalarınızı kontrol etmek, Instagram’da dolaşmak hatta sıkıldığınız şeyler hakkında tweet atıyorsunuzdur.
Peki, tüm bu bürokratik işlemlerimizi akıllı telefonlarla yürütemez miyiz?
Bürokratik işlemlerdeki formları akıllı telefonlarımızdan dolduramaz mıyız? Yıl 2018!
Ve neden bu zamanda nakitsiz ödemeler yapabiliyorken parmak izi ile kilitlenen araçlara sahip olabilirken, elde taşınabilir teknolojilerle dünyanın bir ucundaki biriyle bile anında görüntülü iletişime geçebiliyor iken devletle ilgili resmi işlemlerimizi tek bir yerde ve çevrim içi olarak halledemez miyiz?
Evet bunu yapabileceğiniz bir yer var: Estonya. Estonya, Avrupa’nın kuzeydoğu köşesinde yer alan 1,3 milyonluk küçük ülke. Skype’ın doğduğu bu ülke 90’lı yıllardan beri lazer odaklı, %100 dijitalleştirilmiş bir toplumu oluşturmaya çalışıyor. Uzmanlar ve bazı ülkeler, ülkenin çevrim içi hükumet girişiminin – e-Estonya denen bir çabanın – bir hükumetin hizmetlerinin büyük bölümünü tek bir çevrim içi platformda nasıl başarılı ve rahat bir şekilde hareket ettirebileceğinin dünya paragonası olduğunu kabul ediyor ve bu durumu heyecanla yakından takip ediyorlar.
E-Estonya İnternet sitesi, programın “e-devletin evrimi” olduğunu söylüyor. 1997 yılında başlatılan, vatandaşların 2000’den beri çevrim içi vergi vermesine izin veriyor. (Bununla birlikte Estonyalılar’ın % 95’i çevrim içi vergi indiriminden yararlanabiliyor.) Çevrim içi hükumet Estonyalılar’ın tıbbi reçeteler ve test sonuçlarını yine çevrim içi alabilmelerini, resmi belgelerini çevrim içi imzalayabilmelerini hatta çevrim içi oy kullanabilmelerini sağlıyor.
E-Estonya’nın sözcüsü Anna Piperal, “Bugün, ülke içinde bilgi depolanıyor” diyor. “Fakat dünya çapında Estonya elçiliğinde yedeklenecek bir hükümet bulutu üzerinde çalışıyoruz.” Ve bu çalışmalar ve gelişmelerde yalnız değiller.
Finlandiya, Japonya ve Kıbrıs; kendi ülkelerinde e-vergi platformları kurmak için Estonya şirketleri ile çalışarak ya da her vatandaşa çevrimiçi her şeyi takip edebilmelerini sağlayan bir kimliğe sahip olan Estonya Kimlik Kartı Sistemi ile ilgili bilgi alarak uygulanabilirliği gözlemliyorlar.
Washington DC’deki Brookings Institute Düşünce Kuruluşunun başkan yardımcısı ve yönetmenlik çalışmaları müdürü Darrell West, “Ülke diğerlerinden daha fazla ilerleme kaydetti” diyor. Bir e-devlet programı, teknik işler için bir içerik oluşturucu olarak işlev gördüğü için daha sağlam. Piperal, e-Estonya’nın sistemi desteklemek için teknik rolleri dışarıda bıraktığını söylüyor, “tıpkı yeni bir endüstri gibi.”
“Daha fazla mühendise, daha fazla tasarımcıya, daha fazla denetçiye, daha fazla programcıya ve daha fazla mimara ihtiyacımız var. Daha fazla yazar, daha fazla sosyal medya uzmanı ve daha fazla web geliştiricisine…”
Yönetişim ve internet üzerine bir takım uzmanlar, e-Estonya hakkında söyleyecekleri şeylere ışık tutuyor ve programın türünü bir trailblazer olarak kabul ediyor.“Çok ilginç bir örnek – çok erken bir örnek” diyor Oxford İnternet Enstitüsü Müdürü Prof. Helen Margetts. “Estonya, Sovyet döneminden sonra eski sistemleri devirdi ve sıfırdan başladı – diyorlar, kağıtsız olmaya karar verdiler. Sadece diğer hükümetlerden daha yakın olan temiz bir çözüm getirdiler ” diye ekliyor. Ancak sürekli bir veri ihlali konularının gündemde olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Facebook profillerini, kredi kartlarını, birikmiş tasarruf hesaplarını çaldık.
Peki, insanlar tüm bilgilerin tek, merkezi bir (ve potansiyel olarak ulaşabilir) çevrimiçi platformda barındırılmasına neden ve nasıl güvenebilir?
2014 yılında, Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, “Estonya’nın internet oylama sisteminin güvenliğinde büyük riskler” tanımlayan bir çalışma gerçekleştirdiler ve “hemen geri çekilmesini” tavsiye ettiler. Ancak e-Estonya, oy hakkının, her bir vatandaşa çevrimiçi bankacılık veya elektronik oy kullanma gibi çevrimiçi hizmetleri kullanmalarına izin veren, devlet tarafından verilmiş kimlik kartları gibi, oyların bütünlüğünü korumak için yerinde güvenli bulunduğunu söylediler. Ve blockchain teknolojisinin “hackerlar değil, sistem yöneticileri ve hatta hükümetin kendisi olmasını- verileri manipüle edip bundan kurtulabilmesini” sağlamaya çalıştığını söylediler.
“Tek bir platformda her şeyiniz olduğunda siber güvenlik gerçek bir risktir” – Darrell West
West, “Her şey tek bir platformda olduğunda siber güvenlik gerçek bir risktir” diyor. O, Rusya’nın Estonya’daki ilk siber savaşı olarak düşünülen 2007 krizini işaret ediyor. O dönem bankaların sunucuları çalındı ve nakit para makineleri (ATM) kullanılamaz hale getirildi.
Batı, 2007 Rus siber saldırılarını “fiziksel altyapıyı bombalamak ve insanlara erişememekle eşdeğer” olarak adlandırdı. Batı ayrıca, çoğu hükumetin siber güvenlik kaygıları yüzünden online-çevrim içi oy kullanma hakkını kullanmadığını söylüyor – Rusya’nın bazı ülkelerde seçimleri etkilemiş olabileceğine dair endişelere rağmen.Yine de, e-Estonya sözcüleri, oylama sisteminin hiçbir zaman saldırıya uğramadığını, bu konuda bir güvenlik sıkıntısı yaşamadıklarını, makine tabanlı seçimlerin saldırıya uğradığı çağda tek bir yazılımın olmasının daha iyi bile olabileceğini savundular.
Ayrıca hükümet seçimleri pek çok farklı şekilde sabote edilebilir, örnek vermek gerekirse sahte haberler, dezenformasyon kampanyaları, aldatıcı reklamlar, sosyal medya saldırıları.Ancak bir e-devletin faydaları risklerden daha ağır basmış olsa bile, Estonya’nın modeli başka yerlerde de olsa tekrarlanabilir mi? Estonya bunu nasıl başardı?Uzmanlar, bunun sadece bir öncelik olduğunu söylüyorlar. Estonya bir e-devleti önemli bir hedef olarak gördü, bu konu üzerinde çalışmalar yaptı ve hayata geçirdi. Estonya, 1.3 milyonun üzerinde bir nüfusa ve Belçika ya da Batı Virjinya’nınkiyle eşleşen bir boyuta sahip nispeten küçük bir ülke. (Yine de, Margetts şöyle diyor: “Facebook’un iki milyar kullanıcısı var ve bir karışıklık olmadan gayet iyi yönetiliyor gibi görünüyorlar.”)
Estonya’nın modeli başka bir yerde çoğaltılabilir mi?
Ayrıca, Estonya’nın İngiltere ya da ABD gibi daha büyük batılı ülkelere kıyasla yönetimi daha karışık değil. Örneğin, İngiliz ve Amerikan hükümetleri Estonya’ya kıyasla çok daha karmaşıklar. Bu ülkelerde nerede bulunduğuna bağlı olarak değişebilen sayısız bölge ve bu bölgelere özgü değişebilen yasalar var. Diğer bir çok ülkeye nazaran Estonya’nın küçük bir ülke olmasını ve tek bir noktadan bir dijital toplumu kurmanın diğer ülkelere nazaran daha kolay olabileceğini bir kenara bırakalım. Büyük bir ülkede birçok dili konuşabilen çok sayıda insan olabilir. Bu da işleri zorlaştırır – küçük ve homojen bir yere sahip olduğunuzda hizmetleri kolaylaştırmak daha kolaydır.
ABD’deki IRS’yi veya Birleşik Krallık’taki HMRC’yi düşünün. Bunlar gerçekten çok büyük organizasyonlar ve merkezde ne yapmaları gerektiğini söyleyen küçük bir birimlere ihtiyaç duyuyorlar. Ve siber-savaşlar ve uluslararası casuslukla dolu giderek karmaşıklaşan bir dünyanın ortasında bile, günlük hayatımızın acımasız dijitalleşmesi yakın zamanda duracak gibi görünmüyor. Hızına yetişemediğimiz bir şekilde gelişen teknoloji ve uzmanlar, hükumeti yürütmenin kaçınılmaz olarak İnternet üzerinden yapılacağını söylüyorlar.
İşte bu yüzden 21. yüzyılın en büyük fikirlerinden biri olabilir.
Amazon da bir web sitesi değil mi? Amazon’u düşündüğünüzde, binaları düşünmüyorsunuz. Hükumeti düşünürken binaları düşünüyor musunuz?
Düşünüyorsanız bile böyle giderse “Devlet, sadece bir web sitesidir” cümlesi normal gelecek ve garipsenmeyecek gibi! Ne dersiniz?
Kaynak: http://www.bbc.com/future/story/2017