Tüm insansı özelliklerimizden tek tek uzaklaşıyoruz. Makineleşiyoruz. İnsan kalamasak da bir şekilde varlığı sürdürebilmek için. Buna o kadar kolay adapte oluyoruz ki belki de yitip gitmekten korkuyoruz.
Elif Akçay
Çoğu zaman unutmak istesek de bir şeyleri, aslında hep hatırlayabilmek, kayıt altında tutabilmek için teknolojiden faydalanıyoruz. Son zamanların popüler fotoğraflarında olduğu gibi bir olay ya da bir manzara ne kadar güzel diye bakıp hafızaya kazımakla uğraşmıyoruz. Önce telefon ya da fotoğraf makineleriyle çekiyoruz. En heyecanlı maç dakikalarını sahada olsak da önce görmek yerine aramıza gerçeklikle cam ekranlar koyuyoruz. İnsan hafızasına güvenmiyoruz.
Platon zamanında yazı için hafızanın da belleğin de devasını müjdeliyor ve en silik notun en keskin zekâdan daha iyi olduğunu söylüyordu. Ama hafızanın görevini iki boyutlu cansız nesnelere emanet ettiğinde canlı bir beyin aktif kullanılmadığında kendi yeteneğini kaybetmeyecek miydi? Öyle de oldu. Hafıza zayıfladıkça not tutmaya başladık. Tuttuğumuz notlar bellek dışında kaldığı için de hafıza daha da zayıfladı.
En çok acıyı unutmak ister insan. En yakınlarının acısını. Ama en çok hatırlamak ister yokluğuna alışacağını bildiği kişinin cismini. Demek ki artık bu hafızaya olan güvensizlik o kadar arttı ki insanlar bir mezar başında olsa da sadece taş üzerinde yazılanlardan ibaret kalmasını istemiyor yakınlarının. Her ölünün bir karekodu olacak dönemi başlıyor. Mezar başına kadar hayatımıza giren teknoloji “Kara toprağa baksan da hatırlamayacaksın, bari elinde kalanları sanal bir ortama yükle de, orada da telefona bak!” diyor. Huzur Mezar isimli bir firma, mezar taşlarına karekod sistemi uygulayarak vefat eden kişinin fotoğraf, özgeçmiş ve video görüntülerine ulaşılmasını sağlıyor. Almanya, Fransa ve Hollanda başta olmak üzere 10 ülkeye de ihraç ettiği bu taşlar için Huzur Mezar’ın kurucusu Aydın Bilen, “İstenirse lazer ve porselen fotoğraf ile 3 boyutlu yüz kabartmasına kadar bütün imkânlarımız var. Uzun vadede planımız tasarımda öne çıkarak, Avrupa’nın bu alanda başkenti olmak.” diyor. Online sipariş de aldıklarını belirten Bilen “Çok şaşırıyorlar ama olmayacak bir şey değil. Çoğu kişinin başka bir kente gidip mezar taşı yaptırma imkânı olmuyor. Bu sayede kişi hiç yerinden kalkmadan bütün sistem çalışıyor, mezarın montajı yapılıp tamamlanıyor. QR sistemi Türkiye’de çok yaygın kullanılmıyor. Biz bu sistemi mezara aktaralım dedik. Kişi vefat ediyor, torunu geliyor, dedesini hatırlamıyor veya görmek istiyor. Telefon ile mezar taşındaki karekod okutuluyor ve ölen kişinin hayat hikâyesi, fotoğrafları ve videosu gibi ne görülsün isteniyorsa açılan sayfadan karşınıza çıkıyor. Daha önceden yapılmış bir mezara da karekod ekleyebiliyoruz.” diye de ekliyor.
O çok sevdiği hatırlamak istediği mezar taşı için bile vakti olmadığından internet aracılığı ile sipariş verdiği, yakınını karekod sistemiyle telefonunda canlandırmak isteyenler ücreti mukabillinde siteyi ziyaret edebilir bu harika fırsattan yararlanabilirler.