Sosyal medyanın geleceği, gereksiz bilgileri sıkça paylaşmakta değil daha az fakat faydalı bilgileri paylaşmaktır. Sosyal medyayı asla tamamen terk edemeyebilir veya kontrol edemeyebiliriz. Ancak kimliklerimizi kiminle, hangi yöntemlerle paylaşacağımızı kontrol edebiliriz.
Facebook’un ortaya çıkışı, sosyal medyanın hayatımızda önemli bir konuma gelmesine neden oldu. Kullandığımız hemen hemen her platform, bizi kişisel hayatımızı mümkün olduğunca başkaları ile paylaşmaya itti; daha fazla sanal özellik, filtre ve para kazanma araçlarıyla tanıştırarak bu özellikleri kullanmaya teşvik etti. Geçmişin sosyal ağlarını karakterize eden bilinçli küratörlük yerine, bu platformlar kullanıcılara kendileri ve arkadaşları hakkında daha fazla bilgi paylaşırlarsa daha tatmin edici sosyal deneyimler yaşayabileceklerini vaat etmeye devam etmektedirler. Fakat ortaya çıkabilecek olumsuz deneyimler konusunda hiçbir sosyal platform herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.
Bununla birlikte son yıllarda sosyal medya platformları, daha karanlık unsurları da etrafında toplamaya başlamıştır. Birçok yasa dışı bahis ve kumar şirketi, yasa dışı oluşumlar sosyal medyayı karanlık bir ticari silah gibi halka karşı kullanmakta oldukça mahirdirler. Halka açık sohbetler ve chat programları genellikle kişisel veri toplamak ve gizlilik duvarlarını aşmak için kullanılmaktadır. Facebook müşterilerinin kişisel bilgilerini sattığını kabul etmek zorunda kalmıştır. Bazı kişiler sosyal medyayı sahte haberler üreterek kara propaganda yapmak için kullanmaktadırlar. Bu gibi kritik durumlarda kullanıcıların sosyal medyayı kullanırken kişisel bilgilerini üçüncü kişilerle paylaşmamaları gerektiği vurgulanır.
Önümüzdeki on yılda, sosyal medya ve dolayısıyla onları işleten büyük teknoloji şirketleri ile olan ilişkimizi yeniden değerlendirirken, daha fazla insanın halka açık platformları tamamen terk ettiğini, bunun yerine WhatsApp, Signal ve Telegram gibi daha özel platformlarda daha küçük topluluklara ve arkadaşlık gruplarına bağlı kaldıklarını göreceğiz. Ancak bu tercih sadece az sayıda bilinçli kişinin seçebileceği bir lüks olacaktır. Sonuçta, çoğumuz için sosyal medya sadece sosyal hayatlarımızın bir karışımı değil, aynı zamanda ekonomik hayatlarımızla da iç içe. COVID-19 sonrası içinde, daha fazla işletme ve şirketin uzaktan çalışanları bünyesine katarak genişleyerek işlerini sürdüreceği mecralar olacaktır. Gelecekte sosyal medya hem işçi bulma hem de işe başvurma biçimi olarak, müstakbel çalışanları ve firmaları karşı karşıya getirecek platformlar olacaktır. Bu platformlarda şirketler, diledikleri vasıflara sahip elemanları herhangi bir resmi işlem gerektirmeden kolaylıkla eleyebilecek veya kolaylıkla işe alabileceklerdir.
Eğer gelişmeler bu yönde gerçekleşirse o zaman sosyal medyada yer alması gerekenlere ne olacaktır?
Daha fazlasını paylaşmak yerine, çevrim içi varlıklarımızı daha dikkatli ve bilinçli bir şekilde yönetmenin önemi ortaya çıkacaktır. Örneğin “Myspace” yöntemine geri dönülecektir. Yalnızca Instagram’da örneklerini gördüğümüz resimleri yayınlayarak değil, aynı zamanda yazdıklarımız ve sunumumuz ile duygu ve düşüncelerimizi takipçilerimiz ile paylaşabileceğiz. Özel yayın alanlarına duyulan istek, çoğumuzun kamusal tüketim yerine daha güvenli ağlarda küçük bir izleyici kitlesiyle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak isteyeceğimiz anlamına gelecektir. Çünkü her insan kendisini anlayabilecek fikirlerini paylaşıp takdir edebilecek takipçileri olmasından memnun olur.
Bu arada “halka açık” hesaplarımızı daha temiz, daha iyi yönetebilmek için olabildiğince tarafsız ve zararsız yöntem ve teknikler sunabilen finansal kuruluşlar ve şirketler alışverişlerde tercih edilen mecralar olacaktır. Sosyal medya kanallarında iç içe geçmiş kişisel, sosyal, ekonomik ve politik içeriklerden ziyade asıl ihtiyacımız olan etkinlikleri ve özellikleri bulmak için seçici olacağız. Fakat sosyal medya ile daha sık etkileşime girsek bile, platformlardaki davranışımızın neye bağlı olacağı konusu kullandığımız hesapların güvenilirliği ve bu hesaplar ile sosyal medyayı ne için kullandığımıza bağlı olacaktır.
Bu durum bazı kişilere kısır döngü gibi gelebilir. Fakat internetin eğlenceli bir yer haline gelmesinden ziyade sıkıntılı bir yer haline gelmesi de her an mümkündür. Sosyal medya platformlarının yerleştirdiği veri ve ağların birleşerek ticari ve siyasi karteller yerine, kullanıcıların gerçekten birbirleriyle sosyal ve kültürel açıdan etkileşim halinde olabileceği bir internet kültürü hayatımızı daha anlamlı, daha sosyal ve daha faydalı bir hale getirebilir.
Yazan: Husseın Kesvanı
Çeviren: Halil İbrahim İşbilici