Bu mikrro organizmalar, daha önce bilinen rekor sahiplerinden 1,9 milyar yıl daha yaşlı. Bu bulgu, araştırmacıların sadece Dünya’da değil, Mars’ta da evrimsel yaşamın en erken aşamalarını daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Antik mikroplar, floresan ve kızılötesi boya kullanılarak doğrulandı.
Yerin yaklaşık 50 fit altında bulunan mühürlü bir kaya çatlağı son 2 milyar yıldır mikroplara ev sahipliği yapmaya devam ediyor; bu tür koşullarda keşfedilen en eski yaşam. Güney Afrika’nın Bushveld Magmatik Kompleksi’nin altından çıkarılan yaklaşık 1 fitlik numune, önceki mikrobiyal kayıt sahiplerinden 1,9 milyar yıl kadar önceye dayanıyor.
Bulgular, 2 Ekim’de Microbial Ecology dergisinde yayımlandı ve 2020’de bilinen en eski yaşam formlarını doğrulayan Tokyo Üniversitesi Dünya ve Gezegen Bilimleri Bölümü’ndeki bir ekipten geliyor.
Tokyo Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde doçent ve çalışmanın başyazarı olan Yohey Suzuki, Perşembe günü yaptığı açıklamada, “2 milyar yıllık kayaların yaşanabilir olup olmadığını bilmiyorduk… Bu nedenle bu çok heyecan verici bir keşif” dedi.
Yüzyıllardır yüzey dünyasından gizlenmiş mikropları ortaya çıkarmak, araştırmacıların bir organizmanın yaşını ve kökenini belirlemek için kullandıkları önceki metodolojilerin üzerine inşa etmeyi gerektiriyordu. Bunu yapmak, mikrobiyal yaşamın gerçekten o kadar eski olup olmadığını veya kazı ve analiz sırasında kazara kirlenmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığını doğrulamak için üç tür görüntüleme yaklaşımının birleştirilmesini gerektiriyordu: elektron mikroskobu, floresan mikroskobu ve kızılötesi spektroskopi. Hücrelerin DNA’sını boyadıktan sonra, araştırmacılar mikropların proteinlerine ve çevreleyen kil yaşam alanlarına baktılar ve bunların hem canlı hem de çatlak örneğine özgü olduklarını belirlediler.
Mikropların Dünya’daki hemen hemen her canlıdan daha uzun süre var olmayı sürdürebilmesinin sebebi büyük ihtimalle yaşam alanlarından kaynaklanmaktadır. Güney Afrika’nın kuzeydoğusunda bulunan Bushveld Magmatik Kompleksi (BIC), yaklaşık 41.000 mil karelik, zengin cevher yataklarıyla bilinen bir bölgedir ve bu bölge, çıkarılan tüm platinin tahmini %70’ini içerir. Milyarlarca yıl önce, volkanik magma, Dünya yüzeyinin altında 5,6 mil kadar kalın bölgelerde kademeli olarak soğudu.
Bu oluşumlar o zamandan beri büyük ölçüde değişmeden kalmış, ancak mikrobiyal yaşamın yoğun bir şekilde paketlendiği küçük çatlaklar da içeriyor. Aynı zamanda, kil tortusu bu çatlakların yakınındaki boşlukları kapatarak, küçük organizmaları içeride hapsederken başka hiçbir şeyin girmesine izin vermiyordu. Uzmanlar, bunun mikrobiyal yaşamın istikrarının çok yavaş bir hızda, çok az veya hiç evrimsel değişiklik olmadan devam etmesini sağladığını teorileştiriyor. Ekip, daha fazla araştırmayla gezegenin en erken yaşamının insanların gelişinden milyarlarca yıl önce nasıl göründüğünü ayrıntılı olarak açıklamayı umuyor.
Gelecekteki bulgular, organizmaların zaman içinde Dünya’da nasıl evrimleştiğine dair anlayışımızı genişletmekle sınırlı değil. Araştırma ekibi, ek keşiflerinin bir gün Mars’ta yaşam kanıtı aramaya da yardımcı olabileceğini umuyor.
Suzuki, “NASA’nın Mars gezgini Perseverance’ın şu anda bu çalışmada kullandığımız kayalara benzer yaşta kayalar getirmesi bekleniyor,” diye açıkladı. “Dünya’dan alınan örneklerde mikrobiyal yaşam bulmak… Mars’tan alınan örneklerde artık neler bulabileceğimiz konusunda beni heyecanlandırıyor.”
Kaynak: 4 Ekim 2024, https://www.popsci.com/environment