Tabu, insanlığın yazılmamış en eski yasasıdır”.
(Sigmund Freud, Totem ve Tabu)
Genel olarak tabu, insan davranışlarının belirli alanlarıyla ya da normlarıyla ilişkili, kutsal veya dokunulmaz olarak tanımlanmış oldukça güçlü sosyal yasakları tanımlamak için kullanılır. Tabular, toplumsal düzlemde kültürel olabileceği kadar dini ya da siyasi de olabilir. Ayrıca toplumdan topluma değişseler de çoğunlukla da evrensel bir nitelik taşırlar. Bireylerin davranışları üzerinde bir baskı mekanizması oluşturup davranışlar arasında keskin çizgiler çizerek insanları sınırlandırır ve özgürlüklerini ellerinden alırlar. Geleneksel bir izlenime ve daha çok cinsiyetçi bir görünüme sahip olan tabuların, neyse ki, günden güne yıkıldığına da tanık oluyoruz.
İşte Stephanie Kurlow, bir tabunun yıkımına öncülük eden kadınlardan yalnızca bir tanesi. Kurlow, Avusturyalı bir dansçı ve bale öğrencisi. Dikkatleri onun üzerine çeken şey ise ilk başörtülü balerin olması!
Çevrimiçi kampanya başlattı
Kurlow dans etmeye iki yaşında başlamış ancak 2010 yılında 9 yaşındayken dini inancına hitap eden bir dans stüdyosu olmadığı için dans etmeyi bırakmıştır. Dini inancın bir engel olmadığını düşünen annesi, 2012’de kızlar için bale, dövüş sanatları ve yerli sanat dersleri sunan bir sahne sanatları akademisi açmıştır. Kurlow, 11 yaşındayken başörtüsü takmaya başlamış ve bir yandan da dans etmeye devam etmiştir. Bunun yanında tam zamanlı klasik bale eğitimi için 7000 doların üzerinde bağış toplayan bir çevrimiçi kampanya da başlatmıştır.
Kurlow’un ilham kaynakları kim
Kurlow, ilham kaynağı olarak Afrikalı-Amerikalı balerin Misty Copeland, Çin-Avustralyalı bale dansçısı Li Cunxin ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden dünyanın ilk başörtülü artistik buz patinajcısı Zahra Lari’yi örnek alıyor. Gelecekte farklı geçmişlere sahip gençlere yönelik kendi dans okulunu açmayı planlıyor. Ayrıca Kurlow, gençlerin çevrimiçi nefret söylemini tanımlamasına ve bununla mücadele etmesine yardımcı olan Remove Hate From The Debate (Tartışmalardan Nefreti Kaldır) adlı bir kampanyanın da bir elçisidir. Öte yandan kendisi Björn Borg‘un Aim for the Stars bursunu ve Game Changer bursunu kazanmıştır. Kurlow, 2017’deki Resonation Women’s Empowerment Conference için Endonezya’ya konuk konuşmacı olarak davet edilmiştir. Ayrıca 2018’de Danimarka Kraliyet Balesi yaz okuluna burs kazanmıştır.
Kurlow, 2018 Dünya Kadınlar Günü için tasarımcı Tarese Klemens ile bir Lenovo kampanyasında ve Converse ile 2019’da “Love The Progress” adlı küresel bir kampanyada yer almıştır. Bu çalışmaları Müslüman kimliğe sahip birçok genç kıza örnek olmuş ve onlara kendilerini yeniden tanımlamaları gerektiği mesajını vermiştir. Kurlow, şu anda profesyonel bir bale organizasyonunda dans eden dünyanın ilk başörtülü balesi olarak büyük bir tabunu yıkımına öncülük ediyor. Biz de kendi tabularımızı yıkmak ve içimizdeki özü açığa çıkarmak için güçlü bir örneğe tanıklık ediyoruz.
Kendini hayvan gibi yaşamaya adamış herkesi tabuları yıkıyor diye tebrik ediyorsunuz.