Sophos Akademi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Bilişim ve Teknoloji
  4. »
  5. Din, Akıllı Telefonlar ve Sosyal Medya ile Nasıl Değişiyor?

Din, Akıllı Telefonlar ve Sosyal Medya ile Nasıl Değişiyor?

Birçok Hristiyan, inançlarını ifade etmek için kiliseler yerine mobil uygulamalara ve “capslere” yöneliyor. Bu durum, dünyanın en yaygın dininin geleceğiyle ilgili ilginç soruların ortaya atılmasına yol açmış durumda.

        Chris Stokel Walker

Rahibe Pete Phillips dokuz sene önce Durham’a geldiğinde, şehrin katedralinden atıldı. İncil’i kilise sıralarında cep telefonundan okuyordu. Kutsal alanda telefona izin verilmiyordu, kendisiyle konuşan kişi onun telefonu ibadet amaçlı kullandığına inanmadı ve ondan katedralden ayrılmasını istedi.

İngiltere Durham Üniversitesi, Dijital İlahiyat Codec Araştırma Merkezinin Direktörü olan Phillips, bu konuda bariz bir karışıklığa kurban gittiğini fakat bunun 2008’de kaldığını söylüyor.

Gelecek sene Durham Katedrali 1000. yılını doldurmuş olacak. Ancak telefon politikası bugünlerde güncellenmiş durumda. Phillips, insanların fotoğraf çekmek için, ibadet için ya da ne yapmak isterlerse onu yapmaları için telefon kullanmalarına izin verildiğini söylüyor:

Artık tutum değişti. Çünkü şu zamanda cep telefonu kullanımını yasaklamak, insanların kollarını kesmelerini istemeleriyle eşdeğer olduğunu da ekliyor.

Telefonlarla ilgili bu daha esnek tutum, son birkaç yıldır Kilisenin teknoloji anlamında yaptığı tek güncelleme değil. Mobil uygulamaların ve sosyal medyanın hızlı çıkışı, yer yüzündeki 2 milyar Hristiyan’ın ibadet tarzını hatta dindar olmanın anlamını değiştiriyor.

Birçok kilise, birkaç yıl öncesine göre, telefon kullanımına yönelik daha esnek bir tutuma sahip

Rahip Liam Beadle, Huddersfield’ın 8 km güneyinde 6 bin kişilik bir köy olan Honey’deki  St. Mary’s Anglikan Kilisesi’nde görev yapmaya başladığında Yorkshire’ın en genç papazı olmuş oldu. Cemaatinin Twitter hesabını yönetiyor. Başka bir meslektaşı ise kilise cemaatinin Facebook profilini yönetiyor. Beadle Piskoposluğu’nun başı olan Leeds Piskoposu Rahip Nick Baines, bir blog kuran ilk piskoposlardan biri ve kilisede “blog piskoposu” olarak biliniyor.

Bununla birlikte Beadle, kilisenin sosyal medyaya yaklaşımını, matbaaya verdiği tepkiyle karşılaştırıyor.  Ona göre, geçmişle ve şimdi arasındaki fark, matbaanın icadıyla proaktif olmamız, sosyal medyanın hayatımıza girişiyle de reaktif olmamız ve halkın arasına karışmamız.

Cep telefonu İncil’i, Kitap İncili’nin yerini almaya başladı

Akıllı telefonların ve sosyal medyanın her yerde bulunması, bunlardan kaçınılmasını zorlaştırıyor ve insanların dinlerini uygulama biçimlerini değiştiriyor. Phillips; insanların, fikirlerini aktarmalarını ve ibadet etmelerini daha kolay hale getirmek için çevrimiçi  teknolojileri benimsediklerini söylüyor. Ancak bu teknolojinin dindar insanları yeniden biçimlendirdiğini ve onların davranışlarını değiştirdiğini de ekliyor.

Hristiyan kiliselerinde telefonlarıyla dolaşan birçok insan muhtemelen 2008’de piyasaya sürülmesinden bu yana dünya çapında 260 milyondan daha fazla indirilmiş YouVersion adlı bir İncil uygulamasına göz atıyorlar.  Tevrat ve Kur’an için de benzer popüler uygulamalar mevcut.

Hristiyanların bilgisayarlarla yaptıkları ilk şeylerden biri İncil’i dijital formata sokmaktı

Phillips, Hristiyanların bilgisayarla yaptıkları ilk şeylerden birinin de İncil’i dijitalleştirmek olduğunu söylüyor. Bu dijitalleştirilmiş İnciller telefonlara geçti. Cep telefonu İncili, bir nebze de olsa Kitap İncili’nin yerini alıyor.

YouVersion’ın arkasındaki şirkete göre, insanlar şu ana kadar bu uygulamayı kullanarak  235 milyar dakikadan daha fazla zaman geçirdiler ve 636 milyar İncil ayetine göz attılar. Fakat İncil’i bu şekilde okumak insanların onu algılayışını genel olarak değiştiriyor olabilir.

Phillips, Kutsal Kitap’ın yazılı olanına başvurursanız oldukça büyük ve karmaşık olduğunu görürsünüz ve sayfalarını karıştırmak zorunda kalırsınız, diyor. Fakat biliyorsunuz ki Vahiyler son kitaptır, Yaratılış ilktir ve Zebur onların arasındadır. Dijital bir versiyonda bunların hiçbirine erişemezsiniz, sınırlara erişemezsiniz. Göz gezdiremezsiniz, sadece sizden istenen yere gidersiniz. Öncesinde ve sonrasında neler geldiğinin farkında olmazsınız.

Dini metinlerin okunma şekli, yorumu değiştirebilir

Isırık büğüklüğündeki parçalar aracılığıyla İncil’le etkileşim kurulmasının insanların onu algılayışını ne şekilde etkileyebileceği şimdi Phillips gibi araştırmacılar tarafından araştırılıyor. Dini metinlerin okunma şekli, onların yorumlanış biçimlerini etkileyebilir. Örneğin araştırmalar, ekrandan okunan metnin kitaptan kunanlardan daha yüzeysel olarak algılandığını gösteriyor. Bir metnin daha geniş temalar ve duygusal içerik gibi estetik özelliklerinin ortaya çıkma ihtimali, yazılı metin olarak okunduğunda daha yüksektir.

Sanki Vikipedi’yi okuyormuş gibi

Phillips, dini bir metinde bu ayrımın kritik olabileceğini, ekrana baktığımızda tüm duygu öğelerini atlamaya ve doğrudan bilgi almaya eğilimimiz olduğunu, belirtiyor. Bunun düz bir okuma şekli olduğunu, Kutsal Kitap’ın bunun için yazılmadığını, nihayetinde kendimizi kutsal bir metni değil de adeta Vikipedi’yi okurken bulabileceğimizi de ekliyor.

Bazıları, dini metinlerin motamot yorumlanmasının kötendinciliğe sebep olabileceğini düşünüyor. Mesela Phillips, Yaratılış’ı altı günlük yaratılış hesabıyla ele alırsak bilimin yanlış olduğuna inanmamız gerekeceğini, söylüyor.

Fakat bununla birlikte, sosyal medyanın yaygınlaşması ve dini aktivitelerin özerkleşmesinden dolayı bambaşka bir Hristiyan uygulaması yükselişe geçiyor. Birçoğu için artık kiliseye ayak basmak bile gerekmiyor. ABD’de Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir ankete göre, Katolik olarak tanımlanan beş kişiden biri ve Protestan olarak tanımlanan dört kişiden biri dini törenlere ya nadiren katılıyor ya da hiç katılmıyor.

İncil ayetlerini tweetleyen uygulamalar ve sosyal medya hesapları, kişi ile telefon ekranı arasında gerçekleşen özel bir inanç ifadesine imkan verir. Seçme ve tercih etme gücü, kendilerine hitap etmeyen doktrinden kaçınabileceği anlamına gelir. Kendisini aktif bir Hristiyan olarak gören birçok kişi Tanrı’ya, İsa’ya da da İncil’de tarif edilen davranış biçimlerine tam olarak inanmayabilir bile.

Durham Katedrali son bir yılda birçok değişiklikle karşı karşıya kaldı – akıllı telefonlar ve sosyal medya ise en sonuncuları

Phillips, dijital çağa yönelik yeni çeşit bir mutasyona uğramış Hristiyanlık’ın ortaya çıktığını söylüyor. Bu, seküler dünyanın etik kurallarının çoğunu takip eden bir Hristiyanlıktır, diyor.

Ahlaki iyileştirici deizm olarak bilinen bu inanç biçimi, İncil’in hayırsever ve manevi tarafı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Evrenin, her şeyi gören, her şeye gücü yeten biri tarafından yaratıldığı fikrinden ziyade dinin altında yatan temel ilkeler üzerinde durmaktadır.

Bu yeni din şekli ilk olarak 2005 yılında sosyologlar tarafından tanımlandı fakat internet ve sosyal medya tarafından da güçlendirildi. Texas A & M Üniversitesinde din ve dijital kültür üzerine çalışan Heidi Campbell, insanların daha kişiselleştirilmiş bir dini deneyim aradıklarını söylüyor.

İnsanlar daha kişiselleştirilmiş bir dini deneyim arıyor

Phillips, Y kuşağının müdahaleci bir tanrı yerine onun genelleştirilmiş görünümünü tercih ettiğini ve Tanrı belirli olmadığı için onu İsa’ya tercih ettiğini söylüyor. Gelip her şeye müdahale eden İsa’dan farklı olarak Tanrı onların arkasında durur ve hayatlarına devam etmelerine izin verir, diye ekliyor.

Sosyal medyada İncil ayetlerini paylaşmak, ibadet edenlerin her Pazar bir papazın seçtiklerine maruz kalmaktansa kendi okuyacakları şeyleri kendilerinin bulmalarına fırsat sağlar. İncil ayetleri, geniş bir kitleye kabul edilebilirliklerinin yayılmalarını belirleyebileceği  popülerlik yarışmalarına tabidir.

YouVersion aracılığıyla sosyal medyada yer işaretleri konulan, vurgulanan ve paylaşılan en popüler İncil ayetleri çoğunlukla ahlaki iyileştirici deizmin laik ve kapsayıcı ideallerini yansıtan ayetlerdir. Mesela birçoğu Tanrı’yı yüceltmek yerine kişisel mücadeleler ve sıkıntılarla baş etmek gibi konularla alakadar olur.

Seç-karıştır denilen dini inanışlar yeni değil. Fakat bireyselleştirilmiş bir inancı popüler hâle getirmek her zamankinden daha kolay. Campbell, internetin ve sosyal medyanın insanların bunu daha somut yollarla yapmalarına yardımcı olduğunu düşünüyor. Daha fazla bilgiye ve bakış açısına daha kolay erişebildiğimizi ve daha kişiselleştirilmiş bir manevi ritim ve yol oluşturabileceğimizi, söylüyor.

Dini “Caps”lerin çoğu espri amaçlı başladı fakat insanlar onları din üzerinden tartışmalar yaratmak ve inançları olumlamak için de kullanıyorlar

Ve bu, kutsal figürleri “Caps” haline dönüştürmeyi içerir. Klasik dini ikonografiyle dini ayetleri konuşma diliyle açıklayan koyu renkli yazılarla kaplı Story Time Jesus 2012’de viral bir Caps hâline geldi ve o zamandan beri popülerliğini sürdürmektedir. Diğerleri arasında Bunny Christ ve Republican Jesus bulunur.

Bu “Caps”lerin çoğu espri amaçlı başladı fakat aynı zamanda dini fikirleri yaymak için de kullanılmaktadırlar. Campbell, insanların capsleri din üzerinden tartışmalar yaratmak ve inançları olumlamak için bir araç olarak kullanıldıklarını söylüyor. Teolojik bir gerçeği bütünüyle yayamayacağımızı fakat insanları teaser olarak kullanarak ilgilerini çekmek için içeriğin özünü verebileceğimizi belirtiyor. Bu aynı zamanda tweetleme için de geçerlidir. Dünya genelinde cemaatlerini tweet vaazlarına teşvik eden kiliseler de var.

Seçici Kurul hala canlı tweet törenlerini tartışıyor

Bunun yanı sıra, bir dizi kısa tweetin karmaşık ve incelikli kavramları temsil etmenin uygun bir yolu olmadığı endişeleri de var.  Campbell, 140 karakterle ya da 7 saniyelik bir videoda konuştuğumuzda yoğunlaşmamız gerekeceğini söylüyor. Mesajları klişeleştirmek ve basitleştirmek yönünde bir eğilim olduğunu ve bunun sadece araçları kullanmakla değil onlara ihtiyaçları olan saygıyla muamele etmekle alakası olduğunu da belirtiyor.

Belki de bu yüzden Durham Katedrali 2008’de Phillips ve telefonu konusunda o kadar ihtiyatlıydı. Campbell, yine de yalnızca Hristiyanlığın değil, tüm dinlerin artık kürsüdeki vaizle daha az alakadar olduğunu söylüyor.

Dijital, çift yönlü iletişimden ibaret. İnsanlar, bir topluluğun neye benzediğine ve kendilerinin hangi özgürlüklere sahip olacaklarına dair belli bir beklentiyle geliyorlar. Ve dini kurumlarıın ya buna uyum sağlamaları ya da bir istisna olarak kalmaları gerekir.

Hiç değilse örgütlü inanç, uyum sağlama konusunda iyidir – Hristiyanlık yaklaşık 2 bin yıldır kendini yeniden yaratıyor. Akıllı telefonlar ve sosyal medya yalnızca bu değişikliği hızlandıran en son gelişmelerdir.

                        Çeviren: Hayal Şahin

 Kaynak: www.bbc.com/2017/02/22.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir