Büyük olasılıkla insanlığı dönüştüren bu teknolojik değişiklikler yavaş yavaş gelecek; piyasa ve bireysel değerler tarafından yönlendirilecek; üstelik bizi zorlamadıkları için de yeterince doğal görünecek.”
Laurence Winn
Transhümanizm, kendisini teknolojiyle modifiye ederek kişisel bir ahlak oluşturmaya çalışan tanıdığım bir tıp öğrencisinin ilgilerinden biriydi. Şöyle ki her ikimiz de sekiz nesnelcinin katıldığı Denny’in problem çözme oturumunda kahvaltı düzenleyen nesnelci grubun üyeysiydik. Buradaki öğrenciler, tematik olarak Ayn Rand’ın nesnelci felsefesini destekleyen Terry Goodkind’ın Hakikatin Kılıcı adlı fantastik kurgu dizisinden hareketle nesnelciliğe ulaşılıyorlardı.
Transhümanizm; kimyasal, genetik veya mekanik olarak insan yaşamını geliştirmenin fizibilitesini ve arzu edilebilirliğini varsayar. İlgili kavramlar; öjeni, yapay zeka, teknolojik tekillik ve doğal seçilim yoluyla evrim fikridir.
Kendilerini Tanrı ile karıştıran kibirli dindar takipçilerimizden makinelerin insanlığın sonunu getireceğini düşünen varoluşçulara kadar geniş bir kesimin bu kavramların çoğunu ürkütücü veya tehlikeli buldukları konusunda hemfikiriz.
Tüm diğer girişimlerde olduğu gibi, bunda da mevcut değerlerimize yönelik açık riskler vardır. Aslında herhangi biri, başkalarının değerlerini yok etme riski taşıyabilir. Her olumsuz yan etki, mühendisin arıza modu diye adlandırabileceği bir şey olabilir. Akıllı bir nesnelci, yeni bir teknolojinin uygulamasını inceleyen bir mühendis gibi, tehlikeleri tek tek araştırır.
Bir nesnel bilimci, çıktıları ve kesinsizlikleri tartar; onları ortadan kaldırmayı veya azaltmayı planlar; sonunda da en uygun çözüme ulaşmak için tehlikelere karşı faydaları dengeler. Bazı kararlar diğerlerinden daha kolaydır. Bazen cevap sadece “hayır”dır.
Üniversite öğrencilerinin, uzun yol kamyoncularının, savaşçı askerlerin uyku ihtiyaçlarını ortadan kaldıran, yaşamlarını muazzam derecede geliştirme potansiyeline sahip güçlü bir kimyasalı düşünün!
Görünen o ki öyle bir ilaç var: Orexin A, doğal olarak insan hormonunu iyileştiriyor, maymunlarda uykusuzluğu tersine çeviriyor. İnsanlarda kullanımı yasak. Yaratıcılık gibi daha yüksek işlevler üzerindeki etkisi henüz bilinmiyor. Satılsaydı bile tanesi 400 $ olacaktı ki bu birçoğumuz için zaten engelleyici olacaktır. Fakat çok yakında!
Eski bilim kurgulardan başka (Örneğin Star Trek, transhümanizmi neredeyse tüm biçim ve sonuçlarıyla kapsamlı bir şekilde araştırır), bugün dünyada transhümanizm hakkında çok az tartışma var gibi görünüyor. Bu bloglama için bir fırsat olabilir. Örneğin Borg uçağı, Dr. Daystrom’un MX bilgisayarları, Khan Noonien Singh ve onun süper-insan tiranları, Vidiyanlar, holografik doktorlar ve Veri adlı Android’ler hakkında yazılabilir.
Oh, hayır, üzgünüm! Bu Trekkers için de yapılabilirdi.
İçimizden birinin dediği ve diğerlerimizin de sessizce onayladığı gibi, büyük olasılıkla insanlığı dönüştüren bu teknolojik değişiklikler yavaş yavaş gelecek; piyasa ve bireysel değerler tarafından yönlendirilecek; üstelik bizi zorlanmadıkları için de yeterince doğal görünecektir. Her ne olursa olsun bu, kişinin organizasyondan ayrılma özgürlüğüne bağlıdır.
Sonuncusu, bizi zorlamadı, her şeyin en önemli şartı ve söz konusu olanın en önemli olanı dışında, daha sonradan bir görünüş olarak görülebilir. Her ne olursa olsun, düzenlemeyi terk etme özgürlüğüne bağlıdır.
Burada okumayı ve üzerine düşünmeyi önerdiğimiz bu yalın fikrin gücünü, iyimser açıdan ele alan biri için şu eser iyi bir fikir gibi görünüyor: David Deutsch’un, Amazon.com eleştirmenlerinden yüksek övgü alan (kontrol ettim!), Sonsuzluğun Başlangıcı (Begining of Infinity).
Bu eleştirmenlerden biri, “Kitapta; derin uzayda istasyon inşa etmek, ölümsüz ve daha açık, daha hoşgörülü ve daha özgür bir toplum oluşturmak gibi etkileyici potansiyel gelişmeler tartışıldığını” yazmış.
Öte yandan, şunu iyi bir otoriteye sahip internetten aldım (ki bazıları onun sonunda öz-farkındalığına erebileceğini düşünüyor):
“Transhümanizm, Star Trek’lerin, çizgi roman meraklılarının ve diğer çeşitli kaybedenlerin oluşturduğu kesinlikle gecikmiş bir harekettir.”
Aman aman! Hiç de açık ve özgür değil.
Çeviren
Laurence B. Winn, gelişmiş türbin motorları ve insanlı uzay sistemleri de dahil olmak üzere bir teknoloji lideri olarak 30 yılı aşan bir tecrübeye sahip bir havacı, maceracı, yazar ve uzay mühendisidir. Şu anda Arizona, Tucson’daki SpaceFarers Corporation’ın başkanı olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok yerinde ve denizaşırı ülkelerde çalışmıştır. Edebiyat çıktısı gazete, dergi ve internette havacılık, savunma ve enerji teknolojisi üzerine çok sayıda makale içeriyor. Yeni kitabı, Dünya’dan Kurtulanlar, bir tarih teorisi içeriyor ve Amazon.com ve başka yerlerde de mevcuttur.
Kaynak: http://EzineArticles.com/expert/Laurence_Winn/56830
